belli bir zaman gerektirir

belli bir zaman gerektirir teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
belli bir zaman gerektirir requires a certain time

belli bir zaman gerektirir terimi için benzer kelimeler ve anlamları
belli ki gerektirir obviously requires
zaman zaman gerektirir require from time to time
belli bir zaman a period of time
belli bir zaman particular time
geçmişte belli bir zaman certain time in the past
dış borcun geri ödenmesi her zaman bir kayma gerektirir repayment of external debt always requires a shift
o zaman belli ki then obviously
zaman gerektirir requires time
zaman gerektirir require time
çok zaman gerektirir require a lot of time
önemli zaman gerektirir requires significant time
çok zaman gerektirir require much time
daha uzun zaman gerektirir require longer time
daha fazla zaman gerektirir requires more time
varlıkların belirlenmiş zaman dilimi içerisinde teslimini gerektirir. require delivery of assets within the time frame established
çok fazla zaman gerektirir requires too much time
yeterli zaman gerektirir require sufficient time
çok zaman gerektirir require a great deal of time
yeterli zaman gerektirir require adequate time to
bu zaman gerektirir that require time
zaman ve çaba gerektirir require time and effort
açılmak için zaman gerektirir require time to unfold
daha uzun zaman gerektirir require a longer time
daha fazla zaman gerektirir it would require more time
kısa zaman gerektirir requires short time
ekstra zaman gerektirir require extra time
çok zaman ve çaba gerektirir takes a lot of time and effort
daha az zaman gerektirir require less time to
zaman zaman zaman time time time
ne zaman ne zaman ne zaman whenever whenever
her zaman zaman zaman değiştirilen each as amended from time to time
bir hırsızı yakalamak bir hırsızı gerektirir it takes a thief to catch a thief
daha sonra herhangi bir zamanda böyle bir performans gerektirir. require such performance at any time thereafter.
belli bir marka içki satan bar tied house
belli bir süre için for some time
belli bir mesafeden from a distance
belli bir dereceye kadar to a certain degree
belli bir zamanda at a given moment
belli bir noktaya to a certain point
belli bir zamanda at a certain moment
belli bir süre a certain time
belli bir zamanda in a given time
belli bir süre for a certain time
belli bir seviye a certain level
belli bir tarihe kadar by a certain date
belli bir ışıkta in a certain light
belli bir mesafede at some distance
belli bir zamanda in a given moment
belli bir yol a certain way
belli bir yaş a certain age