| diğerlerinin hariç tutulması |
to the exclusion of all others |
diğerlerinin hariç tutulması terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| garantilerin hariç tutulması |
exclusion of warranties |
| zararların hariç tutulması |
exclusion of damages |
| iddiaların hariç tutulması |
exclusion of claims |
| başka terimlerin hariç tutulması |
to the exclusion of any other terms |
| zımni garantilerin hariç tutulması |
exclusion of implied warranties |
| hizmetin hariç tutulması |
exclusivity of service |
| terimlerin hariç tutulması |
to the exclusion of any terms |
| borçların hariç tutulması |
exclusion of liabilities |
| hataların hariç tutulması |
exclusion of faults |
| işletmelerin hariç tutulması |
exclusion of holdings |
| 6.3 yükümlülüğün hariç tutulması |
6.3 exclusion of liability |
| 6.11 yükümlülüğün hariç tutulması |
6.11 exclusion of liability |
| garantilerin hariç tutulması |
exclusions of warranties |
| başka şart ve koşulların hariç tutulması |
exclusion of any other terms and conditions |
| hariç tutulması |
given the exclusion of |
| açıkça tüm diğer yargı bölgelerinin hariç tutulması ile |
with the explicit exclusion of all other jurisdictions that |
| diğer tüm çözüm yollarının hariç tutulması |
exclusion of all other remedies |
| uygulanabilirliğin hariç tutulması |
exclusion of the applicability |
| zımni garantilerin hariç tutulması veya sınırlandırılması |
the exclusion of or limitations on implied warranties |
| gizli bilgilerin hariç tutulması |
exclusion of confidential information |
| hariç tutulması muhtemel |
likely to be excluded |
| bundan sonra hariç tutulanlar hariç |
except as hereinafter excluded |
| hariç tutulanlar hariç |
except as excluded |
| hariç tümünü hariç tut |
exclude all except |
| diğerlerinin arasında |
i.a. |
| diğerlerinin aksine |
unlike any other |
| diğerlerinin çoğu |
most other |
| diğerlerinin önünde |
in front of others |
| ve diğerlerinin |
and that of others |
| diğerlerinin gerisinde kalıyor |
lags behind all other |
| diğerlerinin yanı sıra davalı |
the defendant inter alia |
| diğerlerinin yanı sıra eğitim |
inter alia training |
| diğerlerinin yerine |
are in lieu of all other |
| diğerlerinin eklemesine izin ver |
allow others to add |
| bir kadın diğerlerinin dışlanmasına |
one woman to the exclusion of all others |
| çünkü diğerlerinin yanında |
because among other |
| yukarıdaki garanti münhasırdır ve diğerlerinin yerine |
the foregoing warranty is exclusive and in lieu of all other |
| diğerlerinin üstünde adım |
step above the rest |
| diğerlerinin üstünde göze çarpıyor |
stands out above the rest |
| diğerlerinin aksine |
unlike the rest |
| diğerlerinin bakış açıları |
other's perspectives |
| diğerlerinin konuşmasına izin ver |
let the others talk |
| diğerlerinin ölçüldüğü standart |
standard against which others are measured |
| bu nedenle diğerlerinin yanında |
for this reason among other |
| diğerlerinin yanı sıra |
will contain, among others, |
| diğerlerinin aksine |
unlike much of the rest |
| diğerlerinin yanı sıra |
inter alia address |
| diğerlerinin yanı sıra |
aimed inter alia |
| diğerlerinin arasında diğerleri arasında |
i.a. inter alia |
| diğerlerinin üstündeki kuleler |
towers above the rest |