her erkeğin yeterli gıdaya hakkı vardır |
the right to adequate food is realized when every man |
her erkeğin yeterli gıdaya hakkı vardır terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
bir erkeğin eti bir erkeğin zehridir |
one man's meat is another man's poison |
bir erkeğin eti bir erkeğin zehiridir |
one man's meat is another man's poison |
bir erkeğin kaybı bir erkeğin kazancıdır |
one man's loss is another man's gain |
bir erkeğin eti, başka bir erkeğin zehiridir |
a man's meat is another man's poison |
bir erkeğin sözünün olduğu yerde, zayıflık vardır. |
where the word of a man is, there is weakness. |
her erkeğin, kadının ve çocuğun tamamen katılma hakkı |
the right of every man, woman and child to participate fully |
bu durum devletlerin gıdaya yeterli öncelik vermesini sağlayacak |
which will enable states to give adequate priority to food s |
her milletin ve her erkeğin arkadaşıdır |
is a friend of each nation and every man |
kadın ve erkeğin eşit hakkı |
equal right of men and women to |
her insanın hakkı vardır |
every person is entitled |
her üyenin bir oy hakkı vardır. |
each member has one vote |
her çocuğun hakkı vardır |
every child has the right |
herkesin her yerde tanıma hakkı vardır |
everyone has the right to recognition everywhere |
her payın bir oy hakkı vardır. |
each share has one vote |
her üyenin bir oy hakkı vardır. |
each member shall have one vote |
her yönetmenin bir oy hakkı vardır. |
each director shall have one vote. |
her partinin bir hakkı vardır |
each party has a right |
her çocuğun uygun yaşam standartlarına sahip olma hakkı vardır. |
every child has the right to a standard of living adequate f |
her tarafın hakkı vardır |
each party shall have the right |
her vatandaşın hakkı vardır |
every citizen has the right to |
her payın 1 oy hakkı vardır |
each share is entitled to 1 vote |
her birinin bir oy hakkı vardır |
each having one vote |
herkesin her yeri bir kişi olarak tanıma hakkı vardır. |
everyone has the right to recognition everywhere as a person |
her başarılı erkeğin arkasında |
behind every successful man |
her erkeğin parçaları |
every man's parts |
her erkeğin |
of every man |
her erkeğin arkasında |
behind every man |
yemek, her erkeğin, kadının ve çocuğun, |
food is realized when every man, woman and child, |
hakkı vardır |
has the right to |
feshetme hakkı vardır |
shall have the right to terminate |
masum sayılma hakkı vardır |
has the right to be presumed innocent |
herkesin kişi özgürlüğüne ve güvenliğine hakkı vardır. |
everyone has the right to liberty and security of person |
elden çıkarma hakkı vardır |
has the right to dispose of |
karar hakkı vardır |
is entitled to a judgement |
herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır; |
everyone has the right to freedom of opinion and expression; |
evrakın telif hakkı vardır. |
the documents are copyright. |
herkesin özel ve ailesine saygı gösterme hakkı vardır. |
everyone has the right to respect for his private and family |
herkesin eğitim hakkı vardır |
everyone has the right to education |
yaş kanıtı yoksa çocuğun hakkı vardır. |
if there is no proof of age, the child is entitled |
insanların hakkı vardır |
that the people are entitled to |
herkesin tüm hak ve özgürlüklere hakkı vardır |
everyone is entitled to all rights and freedoms |
çocuğun en yüksek sağlık standardına hakkı vardır ve |
the child has a right to the highest standard of health and |
iki tarafın da hakkı vardır |
either party is entitled to |
tasdiklerinin hakkı vardır ancak zorunluluğu yoktur, |
its designees shall have the right, but not the obligation, |
bir hastanın herhangi bir tedaviyi reddetme hakkı vardır. |
a patient has the right to refuse any treatment |
buna karşılık gelen bir hakkı vardır |
has a corresponding right |
başkanın oy hakkı vardır. |
the chairman shall have the casting vote |
böyle bir hakkı vardır |
shall be entitled to such |
bir hastanın tıbbi tedavinin olup olmadığını bilme hakkı vardır. |
a patient has the right to know if medical treatment is |
başkanın oy hakkı vardır. |
the chairman has a casting vote. |