imkanı sunulmak

imkanı sunulmak teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
imkanı sunulmak be offered the possibility of

imkanı sunulmak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
eşit iş imkanı imkanı equal employment opportunity affirmative action
kullanıma sunulmak be made available
sunulmak be presented with
dikkatine sunulmak be brought to the attention
münhasır olmayan yargı yetkisine sunulmak submit to the non-exclusive jurisdiction
hizmetine sunulmak be served by way of
dilekçe ile sunulmak to be served with the petition
usulüne uygun olarak sunulmak having duly presented
referanduma sunulmak be put to a referendum
eşzamanlı olarak sunulmak to be served concurrently
alıntı ile sunulmak be served with citation
yerel olarak sunulmak be served locally
avukata sunulmak be served on counsel
mahkemelerin münhasır yargı yetkisine sunulmak submit to the exclusive jurisdiction of the courts
kullanıma sunulmak being put to use
ihbar ile sunulmak to be served with notice
hizmete sunulmak to be put in service
tahkime sunulmak be submitted to arbitration
sunulmak üzere olan are due for submission
tahkime sunulmak submitting to arbitration
yetkili makamlara sunulmak üzere for submission to the competent authorities
bir durumla sunulmak be presented with a situation
davalıya sunulmak be served on the defendant
bir yazar tarafından sunulmak to be served by a writ
sorularla sunulmak be presented with questions
mahkemeye sunulmak being filed in court
zamanında sunulmak be presented in time
en iyi şekilde sunulmak be best presented
derhal sunulmak be served immediately
ile sunulmak being presented with
yargıç önünde sunulmak be presented before a judge
mahkemeye sunulmak be submitted to the court
mahkemelerin kişisel yetkisine sunulmak submit to the personal jurisdiction of the courts
mahkemeye sunulmak için for submission to court
hükümete sunulmak için for submission to the government
genişleyebilme imkanı extendibility
fazla para çekme imkanı overdraft facility
iş imkanı business enablement
imkanı possibility for
imkanı arttırmak raise the possibility
seyahat imkanı availability to travel
iş imkanı employment opportunity
imkanı var have the possibility
kısıtlı hareket imkanı limited mobility
imkanı arttırıyor raises the possibility
duş imkanı shower facilities
imkanı vermek give the possibility
imkanı öner offer the possibility
imkanı arttırmak raising the possibility
kahve yapma imkanı coffee making facilities