tam olarak belli değildi

tam olarak belli değildi teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
tam olarak belli değildi was not fully clear

tam olarak belli değildi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
belli değildi it was unclear
belli değildi it was not clear
hemen belli değildi it was not immediately clear
belli değildi was not clear
olup olmadığı belli değildi it was unclear whether
nasıl olduğu belli değildi it was unclear how
olup olmadığı belli değildi it was not clear whether
belli değildi it was not clear that the
belli değildi was not apparent that
belli değildi it was not apparent
olup olmadığı belli değildi was not clear whether
ne ölçüde olduğu belli değildi it was not clear to which extent
etkisi belli değildi no effect was evident
hemen belli değildi was not immediately clear
belli değildi was unclear from
tamamen belli değildi it was not totally clear
o da belli değildi it was also unclear
o da nasıl belli değildi it was also unclear how
tam olarak belli değil not quite clear
tam olarak belli değil it is not quite clear
tam olarak belli değil unclear exactly
tam olarak belli değil not clear exactly
tam olarak belli değil it is not clear exactly
tam olarak belli değil it is not fully clear
tam olarak ne değildi that was not exactly what
tam olarak böyle değildi was not quite the case
tam değildi was not quite
tam değildi it wasn't quite
tam değildi has not been fully
daha tam değildi were not more fully
tam değildi was not thorough
tam değildi i was not quite
tam değildi i was not not quite
kesin olarak belli it's quite certain
evliliğin kişisel olarak belli etkileri. certain effects of the marriage in personal terms.
belli belirsiz olarak adlandırılan vaguely termed
bir taraf olarak taahhütlere tam olarak uygun olarak in full compliance with the commitments undertaken as a state party
tam ve tam bir savunma olarak savunabilir may be pleaded as a full and complete defense to
yaklaşık olarak değildi wasn't nearly as
makul olarak uygulanabilir değildi was not reasonably practicable
istatistiksel olarak farklı değildi were not statistically different
maddi olarak farklı değildi was not materially different
artık istatistiksel olarak anlamlı değildi was no longer statistically significant
istatistiksel olarak anlamlı değildi was not statistically significant
dost kara günde belli olur a friend in need is a friend indeed
casus belli casus belli
belli certain
belli etmemek dissimulate
başarısız olacağı belli olmak foredoom
belli belirsiz imperceptibly