| kendi bölgesine girme |
entering its territory |
kendi bölgesine girme terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| kendi bölgesine girdi |
entered its territory |
| piskoposluk bölgesine ait |
diocesan |
| açıkça yargı bölgesine teslim etmek |
expressly submit to the jurisdiction |
| avro bölgesine katılmak |
join the eurozone |
| geri dönülmez bir şekilde yargı bölgesine teslim |
irrevocably submit to the jurisdiction |
| yargı bölgesinden yargı bölgesine değişebilir |
vary from jurisdiction to jurisdiction |
| geri dönülmez bir şekilde yargı bölgesine başvuruyor |
irrevocably submits to the jurisdiction |
| yargı bölgesinden yargı bölgesine |
from jurisdiction to jurisdiction |
| münhasır yargı bölgesine teslim olmayı kabul eder |
agrees to submit to the exclusive jurisdiction |
| bu nedenle kendilerini yargı bölgesine teslim etme |
hereby submit themselves to the jurisdiction |
| malların gümrük bölgesine varışı |
arrival of goods in a customs territory |
| serbest ticaret bölgesine ulaşmak |
reach a free trade area |
| avro bölgesine ait |
belong to eurozone |
| topluluk bölgesine tanıtıldı |
introduced into community territory |
| amerika birleşik devletleri ihracatı tarafından yasaklanan herhangi bir yargı bölgesine |
to any jurisdiction prohibited by the united states export l |
| savaş bölgesine |
to a war zone |
| euro bölgesine yardım |
help the euro zone |
| bir savaş bölgesine konuşlandırıldı |
deployed to a combat zone |
| yargı bölgesinden yargı bölgesine değişir |
varies from jurisdiction to jurisdiction |
| zorla girme süresi |
break-in period |
| araya girme |
interposition |
| tatile girme |
prorogation |
| yeniden girme açısı |
re-entering angle |
| yeniden girme |
re-entry |
| yeniden girme açısı |
reentering angle |
| çokgen yeniden girme |
reentering polygon |
| yeniden girme aracı |
reentry vehicle |
| birbirine girme |
snarl-up |
| yürürlüğe girme |
entry into force |
| birbirinin içine girme |
interweaving |
| araya girme süresi |
intervening period |
| cezai izinsiz girme |
criminal trespass |
| kuruluma girme |
entering setup |
| birbirleriyle etkileşime girme |
interact with each other |
| güç tasarrufu moduna girme |
entering power-save mode |
| araya girme zamanı |
intervening time |
| yürürlüğe girme |
entering into force |
| gözlerin içine girme |
do not get in eyes |
| sınava girme |
test-taking |
| ile etkileşime girme |
interacted with |
| yürürlüğe girme |
coming into effect |
| politika yürürlüğe girme tarihi |
policy effective date |
| birbiriyle etkileşime girme |
interact with one another |
| yürürlüğe girme |
entry into effect |
| yasal değişiklik veya yeniden yürürlüğe girme |
statutory modification or re-enactment |
| kategoriye girme |
fall under the category |
| araya girme döneminde |
in the intervening period |
| şoka girme |
going into shock |
| bilgi girme |
entering information |
| arabaya girme |
breaking into a car |