| esas alınacaktır |
shall be made on the basis |
esas alınacaktır terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| promosyon esas alınacaktır |
promotion will be based |
| uçak esas alınacaktır |
aircraft shall be based |
| girdi esas alınacaktır |
input will be based on |
| esas olarak esas olarak |
on principal to principal basis |
| notlar alınacaktır |
notes will be redeemed |
| daha detaylı ele alınacaktır |
will be discussed in further detail |
| not alınacaktır |
note shall be taken |
| ekleme için dikkate alınacaktır |
will be considered for addition |
| her zaman bilgileriniz ele alınacaktır |
at all times your information will be treated |
| bildirim ele alınacaktır |
notice shall be addressed |
| aşağıdaki konular ele alınacaktır |
the following issues will be addressed |
| cezaevi çalışmaları olumlu bir unsur olarak ele alınacaktır |
prison work shall be approached as a positive element of the |
| randevu alınacaktır. |
appointment shall be |
| oybirliği ile alınacaktır. |
shall be taken unanimously |
| görevden alınacaktır. |
shall be decommitted. |
| bir maddeye başlığındaki herhangi bir referans alınacaktır |
any reference in a heading to an article shall be taken |
| okumalar alınacaktır |
readings shall be taken |
| aşağıdakiler ele alınacaktır |
the following shall be treated |
| başvuru dikkate alınacaktır |
application will be considered |
| amaçları için ele alınacaktır |
shall be treated for the purposes of |
| katı gizlilik içinde ele alınacaktır |
will be treated in strict confidentiality |
| aşağıdaki konular ele alınacaktır |
the following topics will be discussed |
| herhangi bir gecikme dikkate alınacaktır |
any delay will be considered |
| ek ücret alınacaktır |
shall be charged an additional |
| teşkil etmek için alınacaktır |
shall be taken to constitute |
| öncelikle dikkate alınacaktır. |
will be primarily considered. |
| örnekler alınacaktır |
samples shall be drawn |
| ayarlanarak ele alınacaktır |
will be addressed by setting |
| esas önemliler |
bare necessities |
| esas |
merits |
| esas-olmayan |
non-substantive |
| esas |
predicated |
| esas kiriş |
principal rafter |
| esas rütbe |
substantive rank |
| esas rol |
key role |
| muhtıra ve esas sözleşmede |
memorandum and articles of association |
| esas olarak |
mainly because |
| esas olarak |
mainly due to |
| esas alınacak |
will be based |
| münhasır esas |
exclusive basis |
| brüt esas |
gross basis |
| esas olarak |
is mainly |
| esas yer |
principal place |
| esas olması |
substantivity |
| esas olarak aynı |
substantially the same |
| esas olarak formda |
in substantially the form |
| esas olarak |
mainly for |
| esas olan göze görünmez. |
what is essential is invisible to the eye. |
| esas alınarak hesaplanmıştır |
calculated based on |
| esas olarak |
mainly about |