| örnekler alınacaktır |
samples shall be drawn |
örnekler alınacaktır terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| örnekler ve örnekler |
specimens and samples |
| biyolojik örnekler ve örnekler |
biological samples and specimens |
| notlar alınacaktır |
notes will be redeemed |
| esas alınacaktır |
shall be made on the basis |
| daha detaylı ele alınacaktır |
will be discussed in further detail |
| not alınacaktır |
note shall be taken |
| ekleme için dikkate alınacaktır |
will be considered for addition |
| promosyon esas alınacaktır |
promotion will be based |
| her zaman bilgileriniz ele alınacaktır |
at all times your information will be treated |
| bildirim ele alınacaktır |
notice shall be addressed |
| aşağıdaki konular ele alınacaktır |
the following issues will be addressed |
| cezaevi çalışmaları olumlu bir unsur olarak ele alınacaktır |
prison work shall be approached as a positive element of the |
| uçak esas alınacaktır |
aircraft shall be based |
| randevu alınacaktır. |
appointment shall be |
| oybirliği ile alınacaktır. |
shall be taken unanimously |
| görevden alınacaktır. |
shall be decommitted. |
| bir maddeye başlığındaki herhangi bir referans alınacaktır |
any reference in a heading to an article shall be taken |
| okumalar alınacaktır |
readings shall be taken |
| girdi esas alınacaktır |
input will be based on |
| aşağıdakiler ele alınacaktır |
the following shall be treated |
| başvuru dikkate alınacaktır |
application will be considered |
| amaçları için ele alınacaktır |
shall be treated for the purposes of |
| katı gizlilik içinde ele alınacaktır |
will be treated in strict confidentiality |
| aşağıdaki konular ele alınacaktır |
the following topics will be discussed |
| herhangi bir gecikme dikkate alınacaktır |
any delay will be considered |
| ek ücret alınacaktır |
shall be charged an additional |
| teşkil etmek için alınacaktır |
shall be taken to constitute |
| öncelikle dikkate alınacaktır. |
will be primarily considered. |
| ayarlanarak ele alınacaktır |
will be addressed by setting |
| örnekler |
examples include |
| bazı örnekler |
some examples |
| nadir örnekler |
rare instances |
| eşleştirilmiş örnekler |
paired samples |
| tutulan örnekler |
retained samples |
| örnekler ver |
give examples |
| örnekler ver |
provide examples |
| işte bazı örnekler |
here are some examples |
| toplanan örnekler |
samples collected |
| biyolojik örnekler |
biological specimens |
| bazı örnekler |
some instances |
| örnekler |
examples are |
| biyolojik örnekler |
biological samples |
| test edilmiş örnekler |
samples tested |
| gerçek hayattan örnekler |
real life examples |
| ortak örnekler |
common examples |
| gerçek dünyadan örnekler |
real-world examples |
| belirgin örnekler |
prominent examples |
| tüm örnekler |
all instances |
| örnekler var |
there are instances |
| çevresel örnekler |
environmental samples |