| hangi şirketin en iyisi olduğuna karar vermek |
to decide which company is best |
hangi şirketin en iyisi olduğuna karar vermek terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| hangi tedavinin gerekli olduğuna karar vermek |
decide what treatment is needed |
| hangisinin en iyi seçenek olduğuna karar vermek için |
in order to decide which is the best option |
| en iyisi en iyisi |
bested the best |
| hangi dereceye kadar olduğuna dair kanıt |
evidence about the extent to which |
| olduğuna karar verildi |
judged to have |
| gerekli olduğuna karar verildi |
judged necessary |
| ilişkili olduğuna karar verildi |
judged to be related |
| ihtiyacı olduğuna karar verdi |
he decided he needed |
| beceriksiz olduğuna karar verildi |
judged incompetent |
| iyi olduğuna karar verildi |
was judged to be good |
| geçersiz olduğuna karar verildi |
is ruled invalid |
| suçsuz olduğuna karar verdi |
returned a verdict of not guilty |
| kabul edilebilir olduğuna karar verildi |
judged to be acceptable |
| en çok olduğuna karar verildi |
judged to be the most |
| kanıt olduğuna karar verdi |
ruled that the evidence |
| geçersiz olduğuna karar verildi |
judged to be invalid |
| benzer olduğuna karar verildi |
judged to be similar |
| kimin sorumlu olduğuna karar verildi |
decided who is responsible |
| mahkeme, kararın hüküm olduğuna karar verdi. |
the court ruled that the article |
| ne olduğuna karar verir |
decides what are |
| ne olduğuna karar ver |
decide what is happening |
| olduğuna karar verildi |
have been judged to be |
| uygun olduğuna karar verildi |
was judged to be suitable |
| bu anlaşmanın herhangi bir hükmünün yasadışı olduğuna karar verilirse, |
if any provision of this agreement is held to be unlawful, |
| değerli olduğuna karar verildi |
was judged to be worthwhile |
| yasadışı veya uygulanamaz olduğuna karar verilirse, bu hüküm |
is held to be illegal or unenforceable, such provision shall |
| yüksek riskli olduğuna karar verildi |
judged to be high risk |
| kimin sorumlu olduğuna karar ver |
decide who is responsible |
| nitelikli olduğuna karar verildi |
determined to be qualified |
| suçlu olduğuna söz vermek |
have pled guilty |
| 2. karar verip vermemeye karar vermek |
2. deciding whether or not |
| özerk oturma izni veya başka bir karar vermeye karar vermek |
decide to grant an autonomous residence permit or another |
| hangi seçenek en iyisi |
which option is best |
| karar vermek için izin vermek |
allowing for judgement |
| karar vermek veya ödül vermek |
issue a decision or award |
| hangi şirketin |
of which company |
| hangi şirketin sahip olacağı |
which the corporation shall have |
| kiralamak, kiraya vermek, alt lisans vermek, ödünç vermek veya devretmek |
rent, lease, sublicense, lend or transfer |
| şirketin ofisini kiraya vermek |
lease the company's office |
| hangi koşullar altında ve hangi koşullar altında |
whether and under what conditions |
| hangi karar |
the decision of which |
| hangi konuda karar |
decision on which |
| hangi karar verir |
which decides |
| hangi karar için |
decision for which |
| sizin için hangi bakımın uygun olacağına karar vermenize yardımcı olmak için |
to help decide what care may be right for you |
| hangi karar alındı |
what decision was taken |
| hangi katkıya karar verir |
decides which contributions |
| hangi hesap için karar ver |
determine for which account |
| hangi şekilde karar verirse |
whichever way it decide |
| hangi üçe karar ver |
decide which three |