| pratik çözümlere öncülük etmek |
leading to practical solutions |
pratik çözümlere öncülük etmek terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| hangi çözümlere öncülük etmeleri amaçlanmaktadır |
what solutions they are intended to lead to |
| pratik yap, pratik yap, pratik yap |
practice, practice, practice |
| çözümlere ulaşmak |
reach solutions |
| çözümlere genel bakış |
solutions overview |
| tüm hak ve çözümlere sahip olacaktır. |
shall have all rights and remedies |
| çözümlere katkıda bulunmak |
contribute to solutions |
| diğer haklara veya çözümlere ek olarak |
in addition to any other rights or remedies |
| hak ve çözümlere halel getirmeksizin |
without prejudice to the rights and remedies |
| çözümlere göz atın |
browse solutions |
| çözümlere yönelmek |
turning to solutions |
| diğer hak ve çözümlere ek olarak |
in addition to any other rights and remedies |
| yeni çözümlere yol açar |
leads to new solutions |
| çözümlere bak |
look at solutions |
| çözümlere yaklaşımlar |
approaches to solutions |
| çözümlere doğru çalışmak |
working towards solutions |
| çevre dostu çözümlere bağlı |
committed to environmentally-friendly solutions |
| çözümlere bakmak |
looking at solutions |
| çözümlere izin verilmelidir |
solutions should be allowed to |
| 1.5 diğer hak ve çözümlere ek olarak |
1.5 in addition to any other rights and remedies |
| sorunlara değil çözümlere odaklanmak |
focus on solutions, not problems |
| çözümlere kapsamlı yaklaşımlar |
comprehensive approaches to solutions |
| dayanıklı çözümlere kapsamlı yaklaşımlar |
comprehensive approaches to durable solutions |
| çözümlere yönelmek |
turn towards solutions |
| çözümlere genel bakış |
overview of solutions |
| dayanıklı çözümlere kapsamlı bir yaklaşım |
a comprehensive approach to durable solutions |
| çözümlere ihtiyaç var |
need for solutions |
| özel çözümlere yaklaşmak |
approach specific solutions |
| çözümlere ihtiyacımız var |
we need solutions |
| çözümlere doğru ilerleyin |
move towards solutions |
| herhangi bir hak ve çözümlere ek olarak |
is in addition to any rights and remedies |
| çözümlere ulaşmak |
to reach for solutions |
| çözümlere odaklanıyoruz |
we focus on solutions |
| çözümlere ince ayar yapın |
fine-tune the solutions |
| çözümlere giden yol |
path to solutions |
| sürdürülebilir çözümlere yol açar |
lead to sustainable solutions |
| öncülük etmek |
lead |
| öncülük etmek |
taking the lead |
| tartışmaya öncülük etmek |
lead the discussion |
| çabaya öncülük etmek |
lead the effort |
| gelişime öncülük etmek |
leading the development |
| gelişime öncülük etmek |
lead the development |
| yaratıma öncülük etmek |
lead to the creation |
| beklentiye öncülük etmek |
leading to the expectation |
| kavgaya öncülük etmek |
lead the fight |
| soruşturmaya öncülük etmek |
lead the investigation |
| öncülük etmek |
lead as |
| etkinliğe öncülük etmek |
leading up to the event |
| senteze öncülük etmek |
leading to the synthesis |
| öncülük etmek |
take the lead with |
| geleceğe öncülük etmek |
lead the future |