yani gücüm dahilindeki her şey

yani gücüm dahilindeki her şey teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yani gücüm dahilindeki her şey so everything within my power

yani gücüm dahilindeki her şey terimi için benzer kelimeler ve anlamları
gücümüz dahilindeki her şey everything within our power
bu şart, kapsam dahilindeki tüm haklar için geçerlidir. this requirement applies for all the rights within the scope
mahkemenin yargı yetkisi dahilindeki suçlar crimes within the jurisdiction of the court
kendi yetkisi dahilindeki alanlarda in the areas within its competence
strateji dahilindeki girişimler initiatives within the strategy
buna gücüm backsliding
maddi gücüm yetiyor i can afford
gücüm var i have the power
benim gücüm my might
satın almaya gücüm yetmez i can't afford buying
ödemeye gücüm yetmez i can't afford paying
bütün gücüm all my might
satın almaya gücüm yetmez i can't afford to buy
satın almaya gücüm yetmedi could not afford to buy
en büyük gücüm my greatest strength
sadece hayal gücüm just my imagination
gücüm my stamina
nelere gücüm yetiyor what i can afford
benim hayal gücüm mü is it my imagination or
buna gücüm yetmez i can't afford that
buna gücüm yetmez i can not afford that
gücüm altında under my power
gücüm vardı i had the power
umursamaya gücüm yetmez i can't afford to care
nelere gücüm yetti what i could afford
irade gücüm var i have a willpower
gücüm yoktu i didn't have the strength
gücüm var i have the empowerment
ne kadar gücüm var what power do i have
dayanma gücüm yok i don't have stamina
seyahate gücüm yetmez i can't afford travelling
hayal gücüm vahşi koşuyor my imagination run wild
tam gücüm ve yetkim var i have full power and authority to
gücüm yoktu i had no strength
gücüm var i have power over
bir gücüm yok i haven't got a power
bağlama gücüm var i have the power to bind
benim gücüm değil are not my strength
seyahate gücüm yetmez i can't afford traveling
satın almaya gücüm yetiyor i can afford to buy
her şey için bir yer ve her şey yerine a place for everything and everything in its place
her şey ve her şey every act and thing whatsoever
her şey ve her şey all and every act and thing
her şey ve her şey gider everything and anything goes
her şey her şey everything it all
her şey, her yerde, her zaman anything, anywhere, anytime
yani her şey so everything
yanı sıra her şey as well as anything
yani her şey güzel so everything is good
yani her şey yolunda so all is well