| belirlediği sürece |
insofar as it determines |
belirlediği sürece terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| kendilerinin belirlediği |
self-determined |
| devletin belirlediği |
state-mandated |
| yönetimin belirlediği gibi |
as management determines |
| ve yönetimin belirlediği gibi iç kontrol için |
and for such internal control as management determines |
| yönetimin belirlediği gibi iç kontrol için |
for such internal control as management determines |
| belirlediği gibi |
as it so determines |
| müdürün belirlediği okul görevlisi |
principal designated school official |
| mevcut mevzuatın belirlediği şartları, |
the terms established by current legislation, |
| yönetimin belirlediği gibi iç kontrol gerekli |
such internal control as management determines is necessary |
| hasarı kendi bölgesinde belirlediği üye devlet i |
the member state in whose territory the damage referred to i |
| hedeflerin belirlediği |
that the targets set by |
| ticaret bölümünün belirlediği çerçeve |
framework as set forth by the department of commerce |
| yönetimin belirlediği iç kontrol |
internal control as management determines |
| tarafların belirlediği miktar |
parties assigned amount |
| yönetimin belirlediği iç kontrol |
such internal control as management determines |
| sürece sürece |
unless they involved |
| sürece dayanarak harekete geçmediğim sürece |
unless i have taken action in reliance on it |
| olduğu sürece |
as long as |
| olduğu sürece |
insofar as |
| sürece |
so long as |
| sürece |
for as long as |
| aksi belirtilmediği sürece |
unless otherwise specified |
| aksi belirtilmediği sürece |
unless otherwise noted |
| sürece ve-a kadar |
unless and until |
| aksi belirtilmediği sürece |
unless otherwise indicated |
| söz konusu olduğu sürece |
as far as concerned |
| belirtilmediği sürece |
except as noted |
| burada aksi belirtilmediği sürece |
except as otherwise provided herein |
| hatırlayabildiğim sürece |
for as long as i can remember |
| sürdüğü sürece |
as long as it takes |
| olduğu sürece |
as long as it is |
| olduğu sürece |
as long as there is |
| belirtilmediği sürece |
unless stated |
| izin verilmediği sürece |
except as permitted |
| aksi açıkça belirtilmediği sürece |
except as otherwise expressly provided |
| olduğu sürece |
just as long as |
| burada açıkça belirtilmediği sürece |
except as expressly provided herein |
| aşağıda aksi belirtilmediği sürece |
except as otherwise provided below |
| açıklanmadığı sürece |
except as disclosed |
| istediğin sürece |
as long as you want |
| bu sözleşmede aksi belirtilmediği sürece |
except as otherwise provided in this agreement |
| hatırlayabildiğim sürece |
as long as i can remember |
| öngörülmediği sürece |
except as provided for |
| makul olarak uygulanabilir olduğu sürece |
so far as is reasonably practicable |
| aksi belirtilmediği sürece |
except as otherwise stated |
| sürece dahil |
involved in the process |
| sen sürece |
so long as you |
| sadece sürece |
only as long as |
| sürece |
so as long as |
| oldukları sürece |
as long as they are |