| kendilerinin belirlediği |
self-determined |
kendilerinin belirlediği terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| devletin belirlediği |
state-mandated |
| yönetimin belirlediği gibi |
as management determines |
| ve yönetimin belirlediği gibi iç kontrol için |
and for such internal control as management determines |
| yönetimin belirlediği gibi iç kontrol için |
for such internal control as management determines |
| belirlediği gibi |
as it so determines |
| müdürün belirlediği okul görevlisi |
principal designated school official |
| mevcut mevzuatın belirlediği şartları, |
the terms established by current legislation, |
| yönetimin belirlediği gibi iç kontrol gerekli |
such internal control as management determines is necessary |
| hasarı kendi bölgesinde belirlediği üye devlet i |
the member state in whose territory the damage referred to i |
| hedeflerin belirlediği |
that the targets set by |
| ticaret bölümünün belirlediği çerçeve |
framework as set forth by the department of commerce |
| belirlediği sürece |
insofar as it determines |
| yönetimin belirlediği iç kontrol |
internal control as management determines |
| tarafların belirlediği miktar |
parties assigned amount |
| yönetimin belirlediği iç kontrol |
such internal control as management determines |
| kendilerinin |
of themselves |
| kendilerinin yanında |
beside themselves |
| kendilerinin önüne geçmek |
getting ahead of themselves |
| kendilerinin önünde |
in front of themselves |
| onlar kendilerinin yanında |
they are beside themselves |
| kendilerinin yanında |
besides their own |
| kendilerinin iki katı |
twice their own |
| kendilerinin |
of their self |
| kendilerinin versiyonları |
versions of themselves |
| kendilerinin ötesine bak |
look beyond themselves |
| kendilerinin beklentileri |
expectations of themselves |
| kendilerinin önüne geçtiler |
have gotten ahead of themselves |
| kendilerinin ve başkalarının güvenliği |
safety of themselves and others |
| bazı insanlar kendilerinin |
e some people think they'r |
| kendilerinin önünde dur. |
stand their own. |
| kendilerinin üstünde |
above their own |
| kendilerinin |
of theirselves |
| kendilerinin en iyi versiyonu |
the best version of themselves |
| kendilerinin önüne geçti |
gotten ahead of themselves |
| kendilerinin arkasında durmak |
stand behind their own |
| kendilerinin ötesinde |
beyond their own |