söz konusu olduğu sürece

söz konusu olduğu sürece teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
söz konusu olduğu sürece as far as concerned

söz konusu olduğu sürece terimi için benzer kelimeler ve anlamları
söz konusu olduğu sürece so far as is concerned
söz konusu olduğu sürece as far as was concerned
söz konusu olduğu sürece insofar as is concerned
söz konusu olduğu sürece insofar as this was concerned
dinin söz konusu olduğu yerlerde where religion is concerned
sürece sürece unless they involved
sürece dayanarak harekete geçmediğim sürece unless i have taken action in reliance on it
söz konusu olan at issue
söz konusu çağrı call in question
için söz konusu forementioned
söz konusu in question
söz konusu olabilir there may be
söz konusu hisse senetleri shares in issue
söz konusu miktar amount at stake
söz konusu noter the said notary
söz konusu olmamak be out of the question
söz konusu değil it is out of the question
söz konusu kişi the person in question
söz konusu belge said document
söz konusu noter the said notary public
söz konusu gerçekler facts in issue
söz konusu borçlanma senetleri debt securities in issue
söz konusu is in issue
söz konusu değil that's out of the question
söz konusu olan nokta the point at issue
söz konusu mesele matter in question
söz konusu mülk said property
söz konusu anlaşma said agreement
söz konusu gerçekler facts at issue
söz konusu mesele the issue in question
söz konusu sözleşme said contract
söz konusu kalır remains in question
söz konusu soru question at issue
söz konusu bilgi said information
söz konusu olan point in question
güvenliğiniz söz konusu your safety is involved
söz konusu olduğunda as far is concerned
söz konusu miktar the said amount
söz konusu değil it's out of the question
söz konusu değil is not in question
söz konusu partiler said parties
söz konusu konu subject in question
uğraşmak söz konusu olduğunda when it comes to dealing with
güvenlik söz konusu olduğunda when it comes to safety
özellikle söz konusu olduğunda especially when it comes to
söz konusu yer place in question
söz konusu ülke the country in question
söz konusu kopya the said copy
söz konusu dönem the said period
söz konusu miktarlar amounts at stake