| karar verdiğin dava |
case that you decide |
karar verdiğin dava terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| karar verdiğin gibi |
as you decide |
| karar verdiğin gün |
the day you decide |
| karar verdiğin an |
the moment you make a decision |
| verdiğin |
that you provided |
| bana verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for giving me |
| izin verdiğin için teşekkürler |
thanks for letting me |
| değer verdiğin insanlar |
people you care about |
| verdiğin sözleri yerine getir |
deliver on your promises |
| söz verdiğin gibi |
as you promised |
| bana fırsat verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for giving me the opportunity |
| bana izin verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for letting me |
| bana izin verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for allowing me |
| bana verdiğin için teşekkürler |
thanks for giving me |
| bana bu fırsatı verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for giving me this opportunity |
| verdiğin |
which you provided |
| değer verdiğin kişi |
person you care about |
| verdiğin |
that you give |
| bana fırsat verdiğin için |
for giving me the opportunity |
| izin verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for let me |
| bana bu fırsatı verdiğin için çok teşekkür ederim |
thank you very much for giving me this opportunity |
| adres verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for addressing |
| verdiğin adres |
address you provided |
| bana fırsat verdiğin için |
for having given me the opportunity |
| bana verdiğin için teşekkür ederim |
i would like to thank you for giving me |
| kalmama izin verdiğin için |
for letting me stay |
| konuşmama izin verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for allowing me to speak |
| bana verdiğin fırsat |
the opportunity you give me |
| bana verdiğin için |
for having given me |
| verdiğin izlenim |
impression you give |
| bana bu fırsatı verdiğin için |
for giving me this opportunity |
| en çok değer verdiğin şeyler |
things you care about most |
| izin verdiğin için teşekkürler |
thanks for let me |
| ve bana verdiğin için |
and for giving me |
| bana verdiğin güven için |
for the trust you have placed in me |
| bana verdiğin bilgileri |
information you give me |
| verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for granting |
| ona izin verdiğin için |
for allowing him |
| verdiğin |
to your given |
| cevap verdiğin |
to which you replied |
| verdiğin sebepler |
reasons you gave |
| verdiğin |
which you give to |
| katılmama izin verdiğin için teşekkürler |
thanks for letting me be part |
| izin verdiğin için teşekkür ederim |
i thank you for allowing |
| verdiğin bir şey |
something you give |
| bana verdiğin bilgiler |
information you gave me |
| verdiğin sözü iyi yap |
make good on your promise |
| bize verdiğin destek |
support you gave us |
| verdiğin tavsiye |
the advice you gave |
| ödünç verdiğin için teşekkürler |
thanks for lending me |
| bana katkıda bulunma fırsatını verdiğin için |
for giving me this opportunity to contribute |