| kalmama izin verdiğin için |
for letting me stay |
kalmama izin verdiğin için terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| kalmama izin ver |
let me stay |
| seninle kalmama izin ver |
letting me stay with you |
| kalmama izin verilmedi |
i'm not allowed to stay |
| dışarıda kalmama izin verildi |
allowed to stay out |
| izin verdiğin için teşekkürler |
thanks for letting me |
| bana izin verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for letting me |
| bana izin verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for allowing me |
| izin verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for let me |
| konuşmama izin verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for allowing me to speak |
| izin verdiğin için teşekkürler |
thanks for let me |
| ona izin verdiğin için |
for allowing him |
| katılmama izin verdiğin için teşekkürler |
thanks for letting me be part |
| izin verdiğin için teşekkür ederim |
i thank you for allowing |
| kalmama |
failure to remain |
| işkenceye maruz kalmama hakkı |
right not to be subjected to torture |
| güneşe maruz kalmama |
lack of exposure to the sun |
| hamile kalmama |
inability to become pregnant |
| bana verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for giving me |
| bana fırsat verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for giving me the opportunity |
| bana verdiğin için teşekkürler |
thanks for giving me |
| bana bu fırsatı verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for giving me this opportunity |
| bana fırsat verdiğin için |
for giving me the opportunity |
| bana bu fırsatı verdiğin için çok teşekkür ederim |
thank you very much for giving me this opportunity |
| adres verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for addressing |
| bana fırsat verdiğin için |
for having given me the opportunity |
| bana verdiğin için teşekkür ederim |
i would like to thank you for giving me |
| bana verdiğin için |
for having given me |
| bana bu fırsatı verdiğin için |
for giving me this opportunity |
| ve bana verdiğin için |
and for giving me |
| bana verdiğin güven için |
for the trust you have placed in me |
| verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for granting |
| ödünç verdiğin için teşekkürler |
thanks for lending me |
| bana katkıda bulunma fırsatını verdiğin için |
for giving me this opportunity to contribute |
| bana fırsat verdiğin için sana minnettarım |
i am very grateful to you for giving me the opportunity to |
| bana yer verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for giving me the floor |
| bana bu fırsatı verdiğin için teşekkür etmek istiyorum |
i want to thank you for giving me this opportunity |
| bana verdiğin zaman için |
for the time you gave me |
| dualarıma cevap verdiğin için teşekkür ederim |
thank you for answering my prayer |
| bana şans verdiğin için teşekkürler |
thanks for giving me the chance |
| bana böyle verdiğin için |
for giving me such |
| cevap verdiğin için teşekkür ederim |
i thank you for answering |
| verdiğin |
that you provided |
| değer verdiğin insanlar |
people you care about |
| verdiğin sözleri yerine getir |
deliver on your promises |
| söz verdiğin gibi |
as you promised |
| karar verdiğin gibi |
as you decide |
| verdiğin |
which you provided |
| değer verdiğin kişi |
person you care about |
| verdiğin |
that you give |
| verdiğin adres |
address you provided |