söylemeye yetecek kadar

söylemeye yetecek kadar teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
söylemeye yetecek kadar it's enough to say

söylemeye yetecek kadar terimi için benzer kelimeler ve anlamları
bunu söylemeye yetecek kadar it's enough to say that
bir gemiyi batırmaya yetecek kadar enough to sink a ship
günümüze yetecek kadar kötülük sufficient unto the day is the evil thereof
bana yetecek kadar enough to last me
buluşmaya yetecek kadar sufficient to meet
rahatlamaya yetecek kadar enough to relief
ödemeye yetecek kadar just enough to pay
seni deli etmeye yetecek kadar it's enough to drive you crazy
yaşamaya yetecek kadar olmak have enough to live on
hayal etmeye yetecek kadar enough to imagine
algılamaya yetecek kadar enough to perceive
bir kediyi güldürmeye yetecek kadar that's enough to make a cat laugh
tespit etmeye yetecek kadar enough to ascertain
emri yetecek kadar şiddetli severe enough to warrant
anlatmaya yetecek kadar suffice to tell
sana yetecek kadar enough to last you
söylemeye kadar gitmek go as far as to say
söylemeye kadar git go as far as saying
söylemeye kadar gider goes as far as to say
söylemeye kadar gider goes as far to say
söylemeye kadar gitti went as far to say
söylemeye cesaret dare say
söylemeye cesaret i dare say
söylemeye gerek yok needless to say
söylemeye devam etti went on to say
söylemeye devam ediyor goes on to say
söylemeye cesaret dare i say
bunu söylemeye gerek yok needless to say that
söylemeye gerek yok that goes without saying
söylemeye devam ediyor he goes on to say
söylemeye değer worth saying
söylemeye devam etti he went on to say
söylemeye gerek yok no need to say
söylemeye değer it's worth mentioning
söylemeye devam et keep saying
söylemeye gerek yok it is needless to say
söylemeye değer it is worth saying
soylemeye devam etti kept saying
söylemeye düşkün fond of saying
söylemeye meyilli tend to say
söylemeye devam ediyor keeps telling
söylemeye istekli tempted to say
şarkı söylemeye devam et keep singing
söylemeye devam ediyor it goes on to say
bunu söylemeye cüret ediyorum i dare say that
söylemeye çalışmak trying to say
bunu söylemeye devam ediyor goes on to say that
söylemeye değer it is worthy of mention
söylemeye cüret ediyoruz we dare say
söylemeye mecburum i am bound to say