sırasında meydana gelen

sırasında meydana gelen teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
sırasında meydana gelen occurring during

sırasında meydana gelen terimi için benzer kelimeler ve anlamları
sırasında meydana gelen yaralanmalar injuries sustained during
sırasında meydana gelen kayıplar losses occurring during
sırasında meydana gelen hasar damage incurred during
taşıma sırasında meydana gelen incurred during transport
sırasında meydana gelen that occurred during
sırasında meydana gelir that occurs during
sırasında meydana geldi occurred during
sırasında meydana gelmek to be incurred during
porno trafiği sırasında meydana gelir porn traffic occurs during
bu kullanımın meydana geldiği ticaret sırasında bir işaret kullanılır. a sign is used in the course of trade where that use occurs
duraklardan meydana gelen izokronizm isochronism
meydana gelen occurring
meydana gelen sarkmalar prolepses
topraktan meydana gelen terrigenous
doğal olarak meydana gelen naturally occurring
meydana gelen occured
sıkça meydana gelen frequently occurring
meydana gelen which occurs
sonuçta meydana gelen değişiklikler consequential changes
sonra meydana gelen occurring after
yeni meydana gelen newly occurring
sonuçta meydana gelen değişiklik resulting change
meydana gelen sorumluluk incurring liability
düzenli olarak meydana gelen regularly occurring
en sık meydana gelen most frequently occurring
meydana gelen zararlar incurring losses
meydana gelen olaylar events occurring
içinde meydana gelen occurring within
meydana gelen kayıplar losses occurring
meydana gelen olay event occurring
meydana gelen değişiklikler changes taking place
daha önce meydana gelen occurring prior
gemide meydana gelen occurring on board
yaşamda daha erken meydana gelen occurring earlier in life
karşısında meydana gelen occurring across
meydana gelen yaralanmalar injuries incurred
meydana gelen malzeme occurring material
sonuç olarak meydana gelen occurring as a result
meydana gelen tarih date occurring
meydana gelen maddeler occurring substances
meydana gelen herhangi bir boşluk any vacancy occurring
en doğal olarak meydana gelen most naturally occurring
sonuçta meydana gelen değişiklik resultant change
doğal olarak meydana gelen are naturally occurring
sonuçta meydana gelen ağır ihmal gross negligence resulting in
ortaya çıkan veya meydana gelen arising or incurred
doğada meydana gelen occurring in nature
daha önce meydana gelen occurring earlier
boşalmada meydana gelen incurred in the discharge
meydana gelen ölümler deaths occurring