| konu ile ilgisi olmayan |
extraneous |
konu ile ilgisi olmayan terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| konuşmacının konu ile ilgisi yok |
of the speaker are not relevant to the subject |
| görüntü ile ilgisi olmayan |
non-display |
| bu dava ile ilgisi olmayan nedenlerden dolayı |
for reasons unrelated to this case |
| konu ile ilgilenilen konu |
the subject dealt with next |
| dinle ilgisi olmayan |
profane |
| beslenmeyle ilgisi olmayan |
antinutritional |
| ilgisi olmayan |
interest out of |
| ilgisi olmayan |
owns any interest in |
| herhangi bir ilgisi olmayan |
unrelated to any |
| bununla ilgisi olmayan |
unrelated to that of |
| konu veya konu |
topic or subject |
| konu bazında konu |
issue by issue basis |
| konu veya konu |
subject or topic |
| bu konu kesinlikle konu olmuştur o |
this issue has certainly been the subject o |
| konu olmuş olsaydınız veya konu olsaydınız |
if you become or have ever been the subject of |
| ile ilgisi yok |
it has nothing to do with |
| ile ilgisi var |
has everything to do with |
| ile ilgisi yok |
has little to do with |
| ile ilgisi var |
has something to do with |
| bunun ile ilgisi var |
this has to do with |
| ile ilgisi yoktu |
it had nothing to do with |
| ile ilgisi var |
that has to do with |
| ile ilgisi var |
it has something to do with |
| dava ile ilgisi yok |
nothing to do with the case |
| ile ilgisi vardı |
had more to do with |
| ile ilgisi var |
has more to do with |
| ile ilgisi var |
it's something to do with |
| ile ilgisi var |
it has anything to do with |
| ile ilgisi yok |
don't have anything to do with |
| ile ilgisi vardı |
it had something to do with |
| ile ilgisi olabilir |
could have something to do with |
| ile daha az ilgisi var |
has less to do with |
| ilgisi ile |
through an interest in |
| ile ilgisi olabilir |
may have something to do with |
| ile ilgisi yok |
is not at odds with |
| ile ilgisi olmayabilir |
might have nothing to do with |
| ile ilgisi yok |
haven't anything to do with |
| ile ilgisi var mı |
does it have anything to do with |
| ile çoğunlukla ilgisi var |
has mostly to do with |
| ile ilgisi yok |
not anything to do with |
| iflas davası ile ilgisi |
involved in insolvency proceedings |
| bunun yapılıp yapılmadığı ile ilgisi yok |
it has nothing to do with whether |
| ile ilgisi var |
has much to do with |
| politika ile ilgisi yok |
nothing to do with politics |
| hastanın bakımı ile ilgisi |
person's involvement with the patient's care |
| ile ilgisi vardı |
had much to do with |
| anlama ile ilgisi yok |
irrelevant to understanding |
| ilgisi ile birlikte |
along with the interest on |
| klinik uygulama ile ilgisi |
relevance to clinical practice |
| ile anlamlı bir ilgisi yoktu |
was not significantly related to |