| ile ilgisi vardı |
had much to do with |
ile ilgisi vardı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| ile ilgisi vardı |
had more to do with |
| ile ilgisi vardı |
it had something to do with |
| çok az ilgisi vardı |
had little involvement |
| çok az ilgisi vardı |
had very little involvement |
| ilgisi vardı |
had an affinity for |
| konu ile ilgisi olmayan |
extraneous |
| ile ilgisi yok |
it has nothing to do with |
| ile ilgisi var |
has everything to do with |
| ile ilgisi yok |
has little to do with |
| ile ilgisi var |
has something to do with |
| bunun ile ilgisi var |
this has to do with |
| ile ilgisi yoktu |
it had nothing to do with |
| ile ilgisi var |
that has to do with |
| görüntü ile ilgisi olmayan |
non-display |
| ile ilgisi var |
it has something to do with |
| dava ile ilgisi yok |
nothing to do with the case |
| ile ilgisi var |
has more to do with |
| ile ilgisi var |
it's something to do with |
| ile ilgisi var |
it has anything to do with |
| ile ilgisi yok |
don't have anything to do with |
| ile ilgisi olabilir |
could have something to do with |
| ile daha az ilgisi var |
has less to do with |
| ilgisi ile |
through an interest in |
| ile ilgisi olabilir |
may have something to do with |
| ile ilgisi yok |
is not at odds with |
| ile ilgisi olmayabilir |
might have nothing to do with |
| ile ilgisi yok |
haven't anything to do with |
| ile ilgisi var mı |
does it have anything to do with |
| ile çoğunlukla ilgisi var |
has mostly to do with |
| bu dava ile ilgisi olmayan nedenlerden dolayı |
for reasons unrelated to this case |
| ile ilgisi yok |
not anything to do with |
| iflas davası ile ilgisi |
involved in insolvency proceedings |
| bunun yapılıp yapılmadığı ile ilgisi yok |
it has nothing to do with whether |
| ile ilgisi var |
has much to do with |
| politika ile ilgisi yok |
nothing to do with politics |
| hastanın bakımı ile ilgisi |
person's involvement with the patient's care |
| konuşmacının konu ile ilgisi yok |
of the speaker are not relevant to the subject |
| anlama ile ilgisi yok |
irrelevant to understanding |
| ilgisi ile birlikte |
along with the interest on |
| klinik uygulama ile ilgisi |
relevance to clinical practice |
| ile anlamlı bir ilgisi yoktu |
was not significantly related to |
| vardı, vardı |
have had, were |
| elektron ilgisi |
electron affinity |
| ilgisi olmak |
have a stake in |
| ilgisi yok |
have nothing to do with |
| insan ilgisi |
human interest |
| hayat ilgisi |
life interest |
| ilgisi yok |
nothing to do with |
| dinle ilgisi olmayan |
profane |
| çalışma ilgisi |
working interest |