yerine getirmeyi başaramadı

yerine getirmeyi başaramadı teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yerine getirmeyi başaramadı fails to fulfill

yerine getirmeyi başaramadı terimi için benzer kelimeler ve anlamları

yerine getirmeyi başaramadı has failed to fulfill its
bir denetim prosedürleri yerine getirmeyi içerir an audit involves performing procedures
denetim prosedürleri yerine getirmeyi içerir audit involves performing procedures
yerine getirmeyi taahhüt eder undertakes to fulfill
yerine getirmeyi reddetme refuse fulfillment
yerine getirmeyi amaçlar aims to fulfill
yerine getirmeyi amaçlayan aimed at fulfilling
yerine getirmeyi garanti etmek guarantee the fulfilment
yerine getirmeyi değerlendirmek to assess the fulfillment
yerine getirmeyi değerlendirmek assess fulfilment
yerine getirmeyi anlama understanding fulfillment
yerine getirmeyi hedefle aim at fulfilling
yerine getirmeyi başarmak succeed in fulfilling
aşağıdakileri yerine getirmeyi kabul eder agrees to meet the following
kendimizi yerine getirmeyi taahhüt ediyoruz we commit ourselves to fulfilling
yerine getirmeyi garanti etmek guarantee the fulfillment
yerine getirmeyi izle watch the fulfillment
bunun için yerine getirmeyi sağlıyoruz for which we provide fulfillment
bunu başaramadı failed to do so
başaramadı failed to achieve
başaramadı fails to achieve
başaramadı couldn't make it
almayı başaramadı unable to retrieve
başaramadı did not manage
başaramadı failed to deal with
bunu başaramadı had failed to do so
başaramadı didn't manage to
başaramadı could not manage
başaramadı she couldn't make it
imzalamayı başaramadı fails to sign
meydan okumayı başaramadı fails to challenge
başaramadı failed to tackle
başaramadı could not make it
henüz başaramadı has yet to achieve
henüz başaramadı had yet to achieve
kurmayı başaramadı has failed to establish
başaramadı did not accomplish
katkıda bulunmayı başaramadı has failed to contribute
başaramadı has not managed
başaramadı did not achieve
meydan okumayı başaramadı failed to meet the challenge
başaramadı couldn't manage
temerrüde düşen parti bunu başaramadı. defaulting party has failed to do so.
başka bir şey başaramadı accomplished nothing else
hiç kimse başaramadı no one of us was able
bulmayı başaramadı didn't manage to find
ulaşmayı başaramadı didn't succeed in reaching
bunu başaramadı fails to achieve this
başaramadı didn't achieve
o başaramadı he didn't manage to