| ile çıkan |
coming out with |
ile çıkan terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| ortaya çıkan veya çıkan |
arising out or resulting from |
| ortaya çıkan veya çıkan |
arising or resulting |
| ortaya çıkan veya ortaya çıkan |
resulting or arising |
| ortaya çıkan ve yeniden ortaya çıkan hastalıklar |
emerging and reemerging diseases |
| ağızdan çıkan söz ile |
by word of mouth |
| nefes sürtünmesi ile çıkan |
spirant |
| ile bağlantılı olarak ortaya çıkan |
arising in connection with |
| hukukun işleyişi ile ortaya çıkan |
arising by operation of law |
| ile bağlantılı veya ortaya çıkan |
in connection with or arising out |
| ile ilgili olarak ortaya çıkan |
arising in respect of |
| ile bağlantılı veya ortaya çıkan |
in connection with or arising |
| ile bağlantılı olarak ortaya çıkan tüm anlaşmazlıklar |
all disputes arising in connection with |
| performans ile bağlantılı olarak ortaya çıkan |
arising in connection with the performance |
| bu anlaşma ile bağlantılı olarak ortaya çıkan |
arising in connection with this agreement |
| ile ilgili veya ortaya çıkan |
related to or arising out |
| ile ilgili veya bunlarla bağlantılı olarak ortaya çıkan ihtilaf veya hak talebi |
, controversy or claim arising out of or in connection with |
| ortaya çıkan sorunlar ile |
with emerging issues |
| ile açığa çıkan sorunlar |
issues revealed through |
| ile ortaya çıkan sorunlar |
problems that have arisen with |
| ile bağlantılı olarak ortaya çıkan sorunlar |
issues arising in connection with |
| sonuçta ortaya çıkan şahıslara zarar verilmesi veya mülkün zarar görmesi ile |
with resulting injuries to persons or damage to property |
| ile bağlantılı olarak ortaya çıkan |
arising out of in connection with |
| ile bağlantılı olarak ortaya çıkan anlaşmazlıklar |
disputes arising in connection with |
| bu sözleşme ile bağlantılı olarak ortaya çıkan tüm ihtilaflar |
all disputes arising in connection with the present contract |
| bu anlaşma ile bağlantılı olarak ortaya çıkan |
which arise in connection with this agreement |
| ile ortaya çıkan bir sorun |
a problem that arises with |
| ile bağlantılı olarak ortaya çıkan hasar |
damage arising in connection with |
| ile bağlantılı veya bunlarla bağlantılı olarak ortaya çıkan eylem |
action arising out of or in connection with |
| ile bağlantılı veya bununla bağlantılı olarak ortaya çıkan |
resulting from or arising in connection with |
| ortaya çıkan |
arises |
| ortaya çıkan |
arose |
| turneye çıkan oyuncu |
barnstormer |
| kontrolden çıkan at |
bolter |
| göğüsten çıkan en pes sesler |
chest register |
| birinin kulağından çıkan |
coming out of one's ears |
| ortaya çıkan norm |
emergent norm |
| uzun yürüyüşe çıkan kimse |
hiker |
| çocukluktan çıkan |
juvenescent |
| ortaya çıkan ışık |
occulting light |
| yeniden ortaya çıkan |
re-emergent |
| yeniden ortaya çıkan |
reemerging |
| yeniden ortaya çıkan |
remerging |
| çıkan |
resultant |
| ortaya çıkan |
resulting |
| açığa çıkan din |
revealed religion |
| denizden çıkan |
sea-born |
| tohumdan ilk çıkan yaprak |
seed leaf |
| paketten çıkan |
shrink-wrap |
| çıkan |
subtrahend |
| gemiye çıkan gümrükçü |
tidewaiter |