| her anın tadını çıkarmayı öğreniyorum |
i am learning to enjoy every moment |
her anın tadını çıkarmayı öğreniyorum terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| her anın tadını çıkart |
enjoy every moment |
| her anın tadını çıkar |
enjoy every minute |
| her anın tadını çıkar |
savour every moment |
| her anın tadını çıkar |
savor every moment |
| her anın sonuna kadar tadını çıkar |
enjoy every moment to the fullest |
| tadını çıkarmayı kolaylaştırır |
makes it easy to enjoy |
| tadını çıkarmayı unutma |
remember to enjoy |
| doğanın tek başına orada olmayı ve temiz havanın tadını çıkarmayı seviyorum |
i like nature by itself just being out there and enjoying the fresh air |
| anın tadını çıkar |
enjoy the moment |
| bu anın tadını çıkar |
enjoy this moment |
| anın tadını çıkarmak |
enjoying the moment |
| anın tadını çıkar |
take advantage of the moment |
| anın tadını çıkar |
savor the moment |
| harika bir anın tadını çıkarmak |
enjoying a great moment |
| iyi bir anın tadını çıkarmak |
to enjoy a good moment |
| her anın hazine |
treasure every moment |
| her anın farkındalığı |
awareness of each moment |
| tadını çıkar o tadını çıkar |
enjoy o enjoy it |
| elden çıkarmayı reddetmek |
refuse disposal |
| tahta çıkarmayı |
enthroning |
| işten çıkarmayı serbest bırakıp onaylıyorum |
i hereby release discharge and agree |
| ortaya çıkarmayı hedefliyor |
aims to reveal |
| bir yasa çıkarmayı başardı |
managed to pass a law |
| çıkarmayı unutmayın |
be sure to remove |
| çok ses çıkarmayı kes |
stop making so much noise |
| işten çıkarmayı haklı çıkarmak |
justify a dismissal |
| ortaya çıkarmayı amaçlayan |
aimed at bringing out |
| çıkarmayı reddetti |
refused take off |
| çıkarmayı düşünebilirsiniz |
you may consider removing |
| işten çıkarmayı zorunlu kılmak |
entail dismissal |
| ders çıkarmayı amaçlayan |
aimed at learning lessons |
| ortaya çıkarmayı içerir |
involves uncovering |
| işten çıkarmayı içerebilir |
may include dismissal |
| çıkarmayı unutma |
remember to take off |
| işten çıkarmayı onayladı |
upheld the dismissal |
| çıkarmayı kaldırmak |
unmount eject |
| elden çıkarmayı başardı |
was able to dispose |
| çıkarmayı kes |
cut eject |
| her gün yeni bir şeyler öğreniyorum. |
every day i learn something new. |
| her gün öğreniyorum |
i am learning every day |
| hala her gün öğreniyorum |
i am still learning every day |
| ben her zaman öğreniyorum |
i am always learning |
| her gün yeni bir şey öğreniyorum |
i am learning something new everyday |
| anın adamı |
man of the moment |
| o anın |
of the moment |
| anın teşvik |
spur of the moment |
| anın sıcaklığında |
in the heat of the moment |
| anın sıcaklığı |
heat of the moment |
| anın içinde |
in the spur of the moment |
| bir anın yansıması |
a moment's reflection |