ders çıkarmayı amaçlayan

ders çıkarmayı amaçlayan teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
ders çıkarmayı amaçlayan aimed at learning lessons

ders çıkarmayı amaçlayan terimi için benzer kelimeler ve anlamları
ortaya çıkarmayı amaçlayan aimed at bringing out
elden çıkarmayı reddetmek refuse disposal
tahta çıkarmayı enthroning
tadını çıkarmayı kolaylaştırır makes it easy to enjoy
tadını çıkarmayı unutma remember to enjoy
işten çıkarmayı serbest bırakıp onaylıyorum i hereby release discharge and agree
ortaya çıkarmayı hedefliyor aims to reveal
bir yasa çıkarmayı başardı managed to pass a law
çıkarmayı unutmayın be sure to remove
çok ses çıkarmayı kes stop making so much noise
işten çıkarmayı haklı çıkarmak justify a dismissal
doğanın tek başına orada olmayı ve temiz havanın tadını çıkarmayı seviyorum i like nature by itself just being out there and enjoying the fresh air
çıkarmayı reddetti refused take off
çıkarmayı düşünebilirsiniz you may consider removing
işten çıkarmayı zorunlu kılmak entail dismissal
ortaya çıkarmayı içerir involves uncovering
işten çıkarmayı içerebilir may include dismissal
her anın tadını çıkarmayı öğreniyorum i am learning to enjoy every moment
çıkarmayı unutma remember to take off
işten çıkarmayı onayladı upheld the dismissal
çıkarmayı kaldırmak unmount eject
elden çıkarmayı başardı was able to dispose
çıkarmayı kes cut eject
ders çalışmayı amaçlayan aimed at studying
ders çalışmayı amaçlayan aimed to study
ders ve ders classroom and lecture
ders kitabı araştırması ve ders kitabı revizyonu hakkında unesco rehberi unesco guidebook on textbook research and textbook revision
amaçlayan aimed
amaçlayan aimed at
amaçlayan aimed for
amaçlayan cihaz aiming device
iyileştirmeyi amaçlayan aimed at improving
ulaşmayı amaçlayan aimed at achieving
azaltmayı amaçlayan aimed at reducing
sağlamayı amaçlayan aimed at providing
amaçlayan proje project aimed at
amaçlayan eşler intending spouses
iyileştirmeyi amaçlayan aimed to improve
amaçlayan it aimed to
çok yüksek amaçlayan aiming very high
önlemeyi amaçlayan intended to prevent
desteklemeyi amaçlayan aimed at supporting
amaçlayan sistem aiming system
amaçlayan aimed at making
sağlamayı amaçlayan aimed to provide
yardımcı olmayı amaçlayan intended to assist
özellikle amaçlayan specifically aimed at
cesaretlendirmeyi amaçlayan aimed at encouraging
amaçlayan eylemler actions aimed at
güçlendirmeyi amaçlayan aimed at strengthening