büyük bir geçiş geçirdi

büyük bir geçiş geçirdi teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
büyük bir geçiş geçirdi underwent a major transition

büyük bir geçiş geçirdi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
büyük bir dönüşüm geçirdi undergone a major transformation
çocukluğunun büyük bir bölümünü geçirdi spent a large part of his childhood
büyük bir ameliyat geçirdi has had major surgery
büyük bir yükseltme geçirdi gone through a major upgrade
büyük bir değişim geçirdi underwent a massive change
büyük bir reform geçirdi underwent a major reform
büyük değişiklikler geçirdi underwent major changes
büyük değişiklikler geçirdi has undergone massive changes
büyük değişiklikler geçirdi has undergone major changes
geçiş ve geçiş switch and crossing
büyük büyük büyük büyük dede great great great great grandfather
bir günü bir gece geçirdi spent a day a night
bir kaza geçirdi had an accident
bir dönüşüm geçirdi underwent a transformation
bir süreç geçirdi underwent a process
bir facelift geçirdi underwent a facelift
bir dönüşüm geçirdi undergone a transformation
önemli bir ameliyat geçirdi had major surgery
bir ay geçirdi spent one month
bir ameliyat geçirdi has had an operation
bir kaza geçirdi she had an accident
bir kaza geçirdi he have had an accident
iyi bir çeyrek geçirdi had a good quarter
tam bir dönüşüm geçirdi underwent a complete transformation
anlamlı bir süreç geçirdi underwent a significant
çoktan tıbbi bir tedavi geçirdi has already undergone a medical
hızlı bir büyüme geçirdi undergone a rapid growth
ekonomi bir kriz geçirdi economy underwent a downturn
bir yıl geçirdi one year spent
zor bir gün geçirdi he had a hard day
zor bir gün geçirdi has a hard day
bir alayı geçirdi taken out in a procession
küçük bir evrim geçirdi has evolved from a small
bir gelişme geçirdi underwent a development
yolda bir kaza geçirdi she have had an accident on her way
o bir inme geçirdi she'd had a stroke
bir tondan fazla kokain ele geçirdi seized more than a tonne cocaine
harika bir koşu geçirdi has had a great run
bir kaza geçirdi he has had an accident
bir sürücü kaza geçirdi a driver suffered an accident
derin bir değişim geçirdi has been a profound change
uzun bir gün geçirdi. has had a long day.
bir yüzyıl geçirdi has spent a century
bir değişiklik geçirdi has undergone a change
kapsamlı bir şekilde gözden geçirdi has extensively reviewed
bir paradigma geçirdi undergone a paradigm
bir kontüzyon geçirdi suffered a contusion
bir dönüşüm süreci geçirdi has undergone a process of transformation
bir paradigma değişikliği geçirdi undergone a paradigm shift
bir kaza geçirdi she have had an accident