bir kaza geçirdi

bir kaza geçirdi teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bir kaza geçirdi had an accident

bir kaza geçirdi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
bir kaza geçirdi she had an accident
bir kaza geçirdi he have had an accident
yolda bir kaza geçirdi she have had an accident on her way
bir kaza geçirdi he has had an accident
bir sürücü kaza geçirdi a driver suffered an accident
bir kaza geçirdi she have had an accident
bir kaza geçirdi has had an accident
kaza geçirdi has an accident
kaza geçirdi met an accident
kaza geçirdi suffered an accident
kaza geçirdi had on accident
kaza geçirdi had had an accident
kaza sonucu kaza accidental casualty
kaza ve acil servis departmanı (kaza) accident and emergency department (casualty)
bir günü bir gece geçirdi spent a day a night
bir dönüşüm geçirdi underwent a transformation
bir süreç geçirdi underwent a process
bir facelift geçirdi underwent a facelift
bir dönüşüm geçirdi undergone a transformation
büyük bir dönüşüm geçirdi undergone a major transformation
önemli bir ameliyat geçirdi had major surgery
bir ay geçirdi spent one month
bir ameliyat geçirdi has had an operation
iyi bir çeyrek geçirdi had a good quarter
tam bir dönüşüm geçirdi underwent a complete transformation
anlamlı bir süreç geçirdi underwent a significant
çocukluğunun büyük bir bölümünü geçirdi spent a large part of his childhood
çoktan tıbbi bir tedavi geçirdi has already undergone a medical
büyük bir ameliyat geçirdi has had major surgery
hızlı bir büyüme geçirdi undergone a rapid growth
ekonomi bir kriz geçirdi economy underwent a downturn
bir yıl geçirdi one year spent
zor bir gün geçirdi he had a hard day
zor bir gün geçirdi has a hard day
bir alayı geçirdi taken out in a procession
küçük bir evrim geçirdi has evolved from a small
bir gelişme geçirdi underwent a development
o bir inme geçirdi she'd had a stroke
bir tondan fazla kokain ele geçirdi seized more than a tonne cocaine
harika bir koşu geçirdi has had a great run
derin bir değişim geçirdi has been a profound change
uzun bir gün geçirdi. has had a long day.
büyük bir yükseltme geçirdi gone through a major upgrade
büyük bir değişim geçirdi underwent a massive change
bir yüzyıl geçirdi has spent a century
bir değişiklik geçirdi has undergone a change
büyük bir reform geçirdi underwent a major reform
kapsamlı bir şekilde gözden geçirdi has extensively reviewed
bir paradigma geçirdi undergone a paradigm
bir kontüzyon geçirdi suffered a contusion