bir soru gündeme getirdi

bir soru gündeme getirdi teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bir soru gündeme getirdi brought up a question

bir soru gündeme getirdi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
soru gündeme getirdi question brought up by
konuyu gündeme getirdi raised the matter
sorunu gündeme getirdi has raised the issue
konuyu gündeme getirdi brought up the subject
gündemi gündeme getirdi moved up the agenda
konuyu gündeme getirdi brought up the topic
siyasi gündemi gündeme getirdi moved up the political agenda
soruyu gündeme getirdi raised the question whether
konuyu gündeme getirdi brought up the point
gerçeği gündeme getirdi brought up the fact
konuyu gündeme getirdi has raised the matter with
soruyu gündeme getirdi it raise the question
ispat külfetini gündeme getirdi raises the burden of proof
bu konuyu gündeme getirdi raised this matter
bir soru gündeme getiriyor raises a question
bir dizi soru gündeme getiriyor raises a number of questions
ciddi bir soru gündeme getiriyor raises a serious question
önemli bir soru gündeme getiriyor raises an important question
bir dizi soru gündeme getiriyor raises a series of questions
soru gündeme geldi question raised
soru gündeme geldi the question is raised
soru sıklıkla gündeme geldi question often raised
ilk soru gündeme geldi first question raised
bir soru getirdi has brought a question
bir dizi soru dile getirdi expressed a number of questions
soru acil bir soru the question is a pressing one
gündeme bir madde koymak place an item on the agenda
bir sorunu gündeme getiriyor raises an issue
gizli bir gündeme sahip olmak have a hidden agenda
herhangi bir sorunu gündeme getirmek raising any issues
bir konuyu gündeme getiriyor raises a matter
bu başka bir soruyu gündeme getiriyor that raises another question
önemli bir konuyu gündeme getiriyor raises an important issue
ortak bir gündeme yönelik işbirliği cooperation towards a common agenda
ahlaki bir konuyu gündeme getiriyor raises a moral issue
bir madde gündeme geldi an item has been put on the agenda
bir yorum sorusu gündeme getirmek raise a question of interpretation
bu bir soruyu gündeme getiriyor. which raises a question.
bir dizi sorunu gündeme getiriyor raises a number of issues
soruyu gündeme getiriyor raises the question
sorun gündeme geldi issue raised
sorunları gündeme getiriyor raises issues
sorunları gündeme getirmek raising issues
gündeme getirmek put on the agenda
bu soruyu gündeme getiriyor this raises the question
sorunları gündeme getirmek raise problems
tekrar gündeme gelmiştir gainning
gündeme gitmek proceed to the agenda
soruyu gündeme getiriyor it raises the question
gündeme genel bakış agenda overview