| doğal olarak bazı gıdalarda bulunur |
found naturally in some foods |
doğal olarak bazı gıdalarda bulunur terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| işlenmiş gıdalarda |
in processed foods |
| gıdalarda saflık |
purity in foods |
| gıdalarda risk değerlendirmesi |
risk assessment in food |
| gıdalarda beslenme ve sağlık iddiaları |
nutrition and health claims on foods |
| gıdalarda bulunabilir |
can be found in foods |
| gıdalarda virüs bulaşması |
virus contamination of food |
| gıdalarda saklı |
hidden in foods |
| gıdalarda su içeriği |
water content in food |
| gıdalarda kendi kendine yeterlilik |
self-sufficiency in food |
| çiğ yumurtalar, gıdalarda kullanılmamalıdır. |
raw eggs should not be used in foods that |
| gıdalarda koruyucu |
preservative in foods |
| gıdalarda sakıncalı madde |
objectionable matter in food |
| kuru gıdalarda kullanılan |
used to dry food |
| bitkisel gıdalarda |
in plant-based foods |
| gıdalarda mikroorganizma |
microorganism in food |
| bir başvuruda bulunur ya da yanlış o içeren bir talepte bulunur |
submits an application or files a claim containing a false o |
| e yasaların öngördüğü şekilde temyizde bulunur ve meşruiyetini savunmak için istekte bulunur |
e appeals as envisaged by law, and file requests to defend his legitimate |
| doğal olarak bulunur |
are found naturally |
| doğal olarak bulunur |
is found naturally |
| doğal olarak bulunur |
are naturally found |
| vücutta doğal olarak bulunur |
is found naturally in the body |
| doğal olarak doğal |
inherently natural |
| bazı doğal olarak meydana gelen |
some naturally occurring |
| bazı insanlar doğal olarak |
some people are naturally |
| doğal hukuk ve doğal haklar |
natural law and natural rights |
| doğal zorluklar doğal |
the usual difficulties inherent |
| paha biçilmez bir doğal ve doğal ortamda |
in a priceless natural, scenic setting |
| doğal doğal güzellik |
natural scenic beauty |
| doğal ve doğal olmayan afetler |
natural and unnatural disasters |
| bazı yargı bölgelerinde, bazı istisnalar hariç |
as some jurisdictions do not allow some of the exclusions |
| yaygın olarak bulunur |
is commonly found |
| yaklaşık olarak bulunur |
located approximately |
| düzenli olarak tavsiyelerde bulunur |
he regularly advises |
| varsayılan olarak bulunur |
located by default |
| taklit olarak bulunur |
are found to be imitation |
| yemek yaygın olarak bulunur |
food is widely available |
| yaygın olarak çeşitli bulunur |
commonly found in various |
| yaklaşık olarak bulunur |
is located approximately |
| ile yaygın olarak bulunur |
is commonly found with |
| yaygın olarak bulunur |
is found widely |
| dahili olarak bulunur |
contained internally |
| genellikle yaygın olarak bulunur |
typically widely available |
| standart olarak bulunur |
is included as standard |
| yaygın olarak bulunur ve |
is widely available and |
| esas olarak bulunur |
is chiefly found |
| mühürlü olarak bulunur |
contained in sealed |
| aktif olarak faaliyetlerde bulunur |
actively engages in activities |
| dahili olarak bulunur |
located internally |
| çaresi bulunur |
remediable |
| çaresi bulunur |
superable |