| yoksulların gelirlerini arttırıyor |
raises the incomes of poor |
yoksulların gelirlerini arttırıyor terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| yoksulların yasal olarak güçlendirilmesi komisyonu |
commission for legal empowerment of the poor |
| yoksulların büyük çoğunluğu |
a vast majority of the poor |
| kırsal yoksulların güçlendirilmesi |
empowerment of the rural poor |
| yoksulların yasal olarak güçlendirilmesi |
legal empowerment of the poor |
| yoksulların neden yemek yemeyeceğini sorduğumda |
when i ask why the poor have no food |
| yoksulların yetkilendirilmesi |
empowering the underprivileged |
| yoksulların neden yemek olmadığını sorduğumda bana komünist diyorlar |
when i ask why the poor have no food, they call me communist |
| imkanı arttırıyor |
raises the possibility |
| kaldıraç oranını arttırıyor |
increases leverage |
| imkanı arttırıyor |
it raises the possibility |
| arttırıyor |
is enhancing |
| baskıyı arttırıyor |
puts increasing pressure on |
| yatırımları arttırıyor |
lifts investment |
| karşılaşılan zorlukların farkındalığını arttırıyor |
raises awareness of the challenges faced |
| çalışmalar olasılığı arttırıyor |
studies raise the possibility |
| yoksulluğu arttırıyor |
exacerbates poverty |
| yaşam kalitenizi arttırıyor |
is improving your quality of life |
| güvenlik açığını arttırıyor |
exacerbates the vulnerability |
| çocuklarla okumak başarıyı arttırıyor |
reading with children spells success |
| varlığını arttırıyor |
is enhancing its presence |
| güvenimi arttırıyor |
boosts my confidence |
| pazar yönelimini arttırıyor |
increases market orientation |
| çekiciliğini arttırıyor |
enhances its appeal |
| rekabet gücünü arttırıyor |
increases competitiveness |
| başarısını arttırıyor |
credits her success |
| yanıtını arttırıyor |
is stepping up its response |
| kapasitesini arttırıyor |
is leveraging its capacity |
| el becerisini arttırıyor |
increases dexterity |
| aktif olarak arttırıyor |
is actively enhancing |
| bu çalışma endişelerini arttırıyor |
this study raises concerns |
| bu büyük ölçüde şansını arttırıyor |
this greatly increases their chance |
| gelirlerini yatırmak |
invest the proceeds |
| gelirlerini artırmak |
supplement their income |
| vergi gelirlerini artırmak |
raise tax revenues |
| gelirlerini destekle |
support their income |
| gelirlerini elde eder |
derives its revenues |
| vergi gelirlerini artırmak |
raising tax revenues |
| suç gelirlerini aklamak |
launder the proceeds of crime |
| satış gelirlerini uygulamak |
apply proceeds of sale |
| gelirlerini en üst düzeye çıkarmak |
maximize their revenue |
| gelirlerini artırmak |
increase their income |
| gelirlerini almak |
derive their income |
| artış gelirlerini azaltmak |
cut increase revenues |
| gelirlerini artırmak |
increase their revenue |
| gelirlerini hesaplamak |
calculate revenues from |
| ceza gelirlerini aklamak |
launder the proceeds of criminal |
| gelirlerini ele almak |
tackle the proceeds of |
| vergi gelirlerini artırmak |
boosting tax revenues |
| bunların gelirlerini toplamak |
collect the proceeds thereof |
| gelirlerini artırmak |
raise their revenue |