| sıkı önlemler alınmaktadır |
strict measures are taken |
sıkı önlemler alınmaktadır terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| önlemler alınmaktadır |
measures are being taken |
| tüm makul önlemler alınmaktadır |
all reasonable measures are taken |
| ek önlemler alınmaktadır. |
extra precautions are in order. |
| hangi önlemler alınmaktadır |
what measures are being taken |
| ayrıntılı olarak ele alınmaktadır |
are covered in detail |
| burada ele alınmaktadır |
are addressed herein |
| korunmasız cinsel ilişkiden sonra acil kontrasepsiyon alınmaktadır. |
emergency contraception is taken after unprotected sex |
| sürekli olarak alınmaktadır |
are received on an ongoing basis |
| bu tür hükümler altında ele alınmaktadır |
such provisions are dealt with under |
| bu ele alınmaktadır. |
this is being addressed. |
| zihinsel sağlık ihtiyaçları ele alınmaktadır |
mental health needs are addressed |
| bu raporda ele alınmaktadır |
are addressed by this report |
| bölümlerde ele alınmaktadır |
are dealt with in chapters |
| bu ilaç ihtiyaç duyuldukça alınmaktadır. |
this medicine is taken on an as needed basis. |
| bu broşürde ele alınmaktadır |
covered in this brochure |
| yaygın olarak ele alınmaktadır |
are widely addressed |
| tarafından özellikle ele alınmaktadır |
is specifically addressed by |
| tarafından genellikle hafife alınmaktadır. |
are often underestimated by |
| önerilen mevzuat dikkate alınmaktadır |
proposed legislation being considered |
| aşağıdaki kriterler dikkate alınmaktadır |
the following criteria are being taken into account |
| her seferinde kamu yararı aldatıcı bir şekilde alınmaktadır. |
each time a public benefit is fraudulently received. |
| büyük ölçüde hafife alınmaktadır |
is largely underestimated |
| şu anda satın alınmaktadır |
currently are being bought |
| ülkelerde ele alınmaktadır |
are addressed in countries |
| şimdi dikkate alınmaktadır |
is now taken into account |
| önlemler ve önlemler |
measures and safeguards |
| sıkı önlemler |
stringent measures |
| sıkı önlemler |
strict measures |
| sıkı önlemler |
stringent safeguards |
| sıkı önlemler almak |
take strict precautions |
| sıkı önlemler |
rigorous safeguards |
| yeni, daha sıkı koruyucu önlemler almadan önce, |
before introducing new, more stringent protective measures, |
| sıkı önlemler almak |
take strict measures |
| sıkı önlemler alındı |
strict measures were taken |
| sıkı çalış sıkı oyna |
work hard, play hard |
| sıkı sıkı sarılmak |
hang on tight |
| sıkı çalış ve sıkı oyna |
work hard and play hard |
| daha sıkı ve daha sıkı |
getting tighter and tighter |
| sıkı sıkı |
through tight |
| sıkı sıkı |
on a tight |
| sıkı sıkı |
tight tight |
| sıkı sıkı |
strict tight |
| elektronik önlemler |
electronic countermeasures |
| önlemler |
measures |
| karşı önlemler |
countermeasures |
| kazalara karşi alinacak önlemler |
accidental release measures |
| önlemler |
precautions |
| ihtiyati önlemler |
precautionary measures |
| geçici önlemler |
interim measures |
| düzeltici önlemler |
corrective measures |