| zorluklardan biri olarak kalıyor |
remains one of the challenges |
zorluklardan biri olarak kalıyor terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| en büyük zorluklardan biri |
one of the biggest challenges |
| en büyük zorluklardan biri |
one of the greatest challenges |
| zorluklardan biri |
one of the challenges |
| en önemli zorluklardan biri |
one of the most important challenges |
| başlıca zorluklardan biri |
one of the main challenges is |
| en büyük zorluklardan biri |
one of the great challenges |
| için zorluklardan biri |
one of the challenges for |
| karşılaştığımız zorluklardan biri |
one of the challenges we encountered |
| ana zorluklardan biri |
one of the main difficulties |
| ebeveynlerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri |
one of the most challenges issues facing parents |
| biri olarak kalıyor |
remains as one of |
| değerlerimizden biri olarak kalıyor |
remains one of our values |
| zorluklardan öğrenme |
learning from the challenges |
| zorluklardan hoşlanıyor |
enjoys the challenge |
| zorluklardan tasarruf et |
save difficulties |
| zorluklardan geçmek |
go through difficulties |
| zorluklardan etkilendi |
affected by difficulties |
| değişimle gelen zorluklardan zevk alıyorum. |
i enjoy the challenges that come with change. |
| karşılaşılan en büyük zorluklardan bazıları |
some of the biggest challenges facing |
| zorluklardan biriydi |
was one of the challenges |
| zorluklardan bahset |
mention challenges |
| zorluklardan vazgeçmek |
desist challenges |
| zorluklardan payımız var |
have our share of challenges |
| zorluklardan kurtulmak |
get out of difficulties |
| zorluklardan bahset |
talk about difficulties |
| zorluklardan kaçınmak |
avoid difficulty |
| ama biri kalıyor |
but one remains |
| temel taşı olarak kalıyor |
remains the cornerstone |
| canlı bir belge olarak kalıyor |
it remains a living document |
| önemli bir engel olarak kalıyor |
remains an important obstacle |
| ticari sır olarak kalıyor |
remains a trade secret |
| maddi olarak yetersiz kalıyor |
becomes financially unable |
| kadınlar azınlık olarak kalıyor |
women remain a minority |
| ünlü biri, tanınmış biri |
a celebrity |
| biri ile biri arasında |
between one and another |
| herhangi biri veya her biri |
any or every |
| her biri üçte biri |
one third each |
| biri onda biri |
one tenth the size |
| biri artı biri ne kadar? |
how much is one plus one? |
| dörtte biri ile üçte biri |
one fourth to one third |
| beşte biri ve üçte biri |
one fifth and one third |
| her biri için beşte biri |
one fifth for each |
| her biri veya herhangi biri |
each or any |
| taraflar, her biri usulüne uygun olarak yetkilendirilmiş olarak hareket eder. |
the parties hereto, each acting through its duly authorized |
| geride kalıyor |
lags behind |
| yalnız kalıyor |
stands alone |
| güçlü kalıyor |
remains strong |
| maruz kalıyor |
are exposed |
| maruz kalıyor |
is exposed |
| sorular kalıyor |
questions remain |