karşılıklı olarak uygun bir zamanda

karşılıklı olarak uygun bir zamanda teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
karşılıklı olarak uygun bir zamanda at a time mutually convenient

karşılıklı olarak uygun bir zamanda terimi için benzer kelimeler ve anlamları
karşılıklı olarak uygun bir zamanda at a mutually convenient time
karşılıklı olarak kabul edilen bir zamanda at a time mutually agreed
karşılıklı ve karşılıklı olarak mutually and reciprocally
karşılıklı bir 2004 karşılıklı dinamik bir süreç a dynamic two-way process of mutual 2004
karşılıklı olarak kabul edilebilir zamanda at mutually agreeable time
karşılıklı karşılıklı opposite reciprocals
karşılıklı karşılıklı mutually opposed
karşılıklı olarak uygun bir tarihte at a mutually convenient date
karşılıklı olarak uygun bir tarih a mutually convenient date
karşılıklı kararlaştırılan zamanda at a mutually agreed time
aynı zamanda yakın zamanda but also recently
karşılıklı olarak uygun mutually convenient
karşılıklı olarak uygun zaman mutually convenient time
karşılıklı olarak uygun zamanlarda at mutually convenient times
karşılıklı olarak uygun tarihler mutually convenient dates
karşılıklı olarak uygun at mutually convenient
karşılıklı olarak uygun anlaşma mutually convenient agreement
karşılıklı olarak uygun düzenlemeler yapmak arrange a mutually convenient
karşılıklı olarak kararlaştırılmış olarak on a mutually agreed basis
bir taraf olarak taahhütlere tam olarak uygun olarak in full compliance with the commitments undertaken as a state party
uygun bir zamanda at one's convenience
uygun bir zamanda at a convenient time
uygun bir zamanda at an appropriate time
uygun bir zamanda at a suitable time
sana uygun bir zamanda at a time that suits you
uygun bir zamanda at any convenient time
daha uygun bir zamanda at a more convenient time
uygun bir zamanda at your convenient time
uygun bir zamanda at a time to suit
uygun bir zamanda at a proper time
uygun bir zamanda ve yerde at a time and place that is convenient
uygun bir zamanda at an appropriate timing
sana uygun bir zamanda at a time to suit you
daha sonra uygun bir zamanda çağrılabilir as soon thereafter as conveniently may be called
daha uygun bir zamanda at more convenient time
seninle uygun bir zamanda görüşmek için to meet you at your convenience
uygun bir zamanda in a proper time
sana uygun bir zamanda at a time which suits you
uygun bir zamanda üstlenmek undertake at an appropriate time
uygun bir zamanda at a corresponding time
uygun bir zamanda at their convenient time
size uygun bir zamanda ve yerde at a time and location convenient to you
uygun bir zamanda on a suitable time
karşılıklı olarak kabul edilebilir bir temelde on a mutually agreeable basis
karşılıklı olarak kabul edilebilir bir temelde on a mutually acceptable basis
karşılıklı olarak kabul edilebilir bir şekilde mutually agreeable manner
karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm a mutually acceptable solution
karşılıklı olarak kabul edilen bir tarihte at a mutually agreed date
karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm a mutually acceptable settlement
karşılıklı olarak kabul edilebilir bir temel. mutually agreeable basis.