devlet kontrollü

devlet kontrollü teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
devlet kontrollü state-controlled

devlet kontrollü terimi için benzer kelimeler ve anlamları
devlet kontrollü medya state-controlled media
kontrollü devlet controlled state
devlet kontrollü fiyatlar state-controlled prices
devlet kontrollü yayın state controlled broadcasting
devlet kontrollü teşebbüsler state controlled undertakings
devlet ve devlet dışı aktörler state and non-state actors
devlet devlet denetçisi state superintendent of education
devlet ve devlet dışı state and non-state
devlet kimliği devlet government id state
devlet devlet üniversitesi state public university
devlet devlet kurumu state government body
devlet devlet okulu state-run public school
hem devlet hem devlet dışı aktörler both state and non-state actors
devlet devlet borcu state government debt
devlet veya devlet kurumu government or governmental agency
herhangi bir üye devlet veya devlet ve ötesinde any member state or states and beyond
bir üye devlet tarafından veya devlet kaynakları aracılığıyla verilen herhangi bir yardım any aid granted by a member state or through state resources
devlet devlet istihdamı state government employment
devlet-devlet yaklaşımı a state-by-state approach
kontrollü controllably
kontrollü controlled
kontrollü deney controlled experiment
kontrollü patlama controlled explosion
kontrollü hipotansiyon controlled hypotension
kontrollü mekanik havalandırma controlled mechanical ventilation
kontrollü solunum controlled respiration
kontrollü madde controlled substance
kontrollü havalandırma controlled ventilation
kontrollü salım controlled-release
kontrollü controversial
aşırı kontrollü over-controlled
kısım kontrollü portion-controlled
radyo kontrollü radio-controlled
silikon kontrollü doğrultucu silicon-controlled rectifier
iyi kontrollü well-controlled
yer kontrollü yaklaşım ground-controlled approach
plasebo kontrollü placebo-controlled
randomize kontrollü deneme randomized controlled trial
kontrollü ilaçlar controlled drugs
kontrollü deneme controlled trial
randomize kontrollü deneme randomised controlled trial
kontrollü çevre controlled environment
bilgisayar kontrollü computer controlled
iklim kontrollü climate controlled
aktif kontrollü active-controlled
kontrollü salım controlled release
kontrollü belge controlled document
kontrollü şirket controlled company
kontrollü teslimat controlled delivery
plasebo kontrollü deneme placebo-controlled trial