evlenmeye izin verilmesi

evlenmeye izin verilmesi teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
evlenmeye izin verilmesi be allowed to get married

evlenmeye izin verilmesi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
evlenmeye engel yakın akrabalık dereceleri prohibited degrees
evlenmeye karar verdi decided to marry
evlenmeye uygun olmak be eligible to marry
evlenmeye hazır ready to get married
evlenmeye karar ver decide to get married
evlenmeye söz verdi promised to marry
evlenmeye karar ver decide getting married
evlenmeye niyetli intending to marry
evlenmeye karar verdi decided to get married
evlenmeye nişanlandım i'm engaged to be married
evlenmeye istekli willing to marry
kızları evlenmeye zorlamak force girls into marriage
ile evlenmeye girdi entered into marriage with
rüşvet verilmesi ve verilmesi giving and receiving of bribes
izin verilmesi grant of permission
verilmesi gereken veya izin verilen required or permitted to be given
izin verilmesi granting leave
izin verilmesi grant of leave
yazılı olarak izin verilmesi durumunda if a consent in writing
izin verilmesi permit issuance
izin verilmesi granting of permission
izin verilmesi grant clearance
izin verilmesi permitting work
kaçmasına izin verilmesi be allowed to run
izin verilmesi gerekiyor are supposed to allow
izin verilmesi granting of leave
bu tür değişikliklerin yürürlükteki yasalarca izin verilmesi şartıyla provided such changes are permitted by applicable law
yarışmaya izin verilmesi to be allowed to contest
yasal olarak izin verilmesi be legally allowed
önceden izin verilmesi üzerine upon prior authorization
önceden izin verilmesi üzerine upon prior authorisation
vergisiz izin verilmesi posting without tax allowed
boşluğa izin verilmesi sanction of nullity
izin verilmesi issuance of a permit
bilgi salıverilmesine izin verilmesi authorization of release of information
önceden izin verilmesi durumunda in case of prior consent
içeriye izin verilmesi be allowed indoors
katılmaya izin verilmesi dikkate alınarak in consideration of being allowed to participate
izin verilmesi to be granted leave
izin verilmesi granting its permission
itiraz edilmesine izin verilmesi being allowed to object
izin verilmesi bekleniyor be expected to allow for
seslerinin duyulmasına izin verilmesi letting their voice be heard
bu izin verilmesi this grant of permission
izin verilmesi tavsiye edilir advisable to allow for
izin verilmesi önerildi proposed allowing
izin verilmesi granting clearance
oturmaya izin verilmesi be permitted to sit
ev çöpü olarak bertaraf edilmesine izin verilmesi allowed to be disposed of as household refuse
izin verilmesi teklif edildi proposed to allow