onu kabul ettiler

onu kabul ettiler teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
onu kabul ettiler they accepted him

onu kabul ettiler terimi için benzer kelimeler ve anlamları
onu takip ettiler they followed him
onu terk ettiler they left him
onu geçit ettiler they paraded him
onu iade ettiler they returned him
onu tehdit ettiler they threatened him
kabul ettiler they have agreed
bunu kabul ettiler they agreed that
kabul ettiler they accepted
kabul ettiler they have accepted
kabul ettiler mi did they agree
teklifi kabul ettiler they accepted the offer
kabul ettiler they did agree
bunu kabul ettiler they acknowledged that
kabul ettiler they admitted
katkılarını kabul ettiler recognised their contribution
bağlı olmayı kabul ettiler have agreed to be bound
onlar bile kabul ettiler even they agreed
kabul ettiler made their acceptance
işbirliği yapmayı kabul ettiler they agreed to cooperate
geri dönmeyi kabul ettiler they agreed to return
isteklerini kabul ettiler granted their request
ayrılmayı kabul ettiler have agreed to separate
sonuç olarak kabul ettiler as a result, they agreed
kurmayı kabul ettiler have agreed to establish
resmileştirmeyi kabul ettiler have agreed to formalise
ortak olmayı kabul ettiler have agreed to partner
önemini kabul ettiler acknowledged their importance
yükseltmeyi kabul ettiler have agreed to raise
nasıl kabul ettiler how they accepted
destek olmayı kabul ettiler have agreed to support
yardım etmeyi kabul ettiler they agreed to help
sonunda neyi kabul ettiler? what they finally agree
başlamayı kabul ettiler they agreed to start
ancak, kabul ettiğinizi kabul ediyorum ve kabul ediyorum but you acknowledge and agree that your submission of such i
not ettiler they noted
teklif ettiler they proposed
inşa ettiler they built
takas ettiler they traded
iddia ettiler they claimed that
tercih ettiler they preferred
kavga ettiler they fought
tahmin ettiler they estimated
bana tavsiye ettiler they advised me
umut ettiler they hoped
talep ettiler they have requested
test ettiler they tested
işaret ettiler they pointed out
taahhüt ettiler they committed to
tahsil ettiler they charged
elde ettiler they obtained