ayrılmayı kabul ettiler

ayrılmayı kabul ettiler teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
ayrılmayı kabul ettiler have agreed to separate

ayrılmayı kabul ettiler terimi için benzer kelimeler ve anlamları
ayrılmayı kabul ettik we agreed to leave
ayrılmayı reddetti refused to leave
ayrılmayı reddetmek refuse to leave
ayrılmayı planla plan on leaving
ayrılmayı planlıyorum i'm planning to leave
ayrılmayı sağlamak ensure segregation
ayrılmayı reddediyor refuses to leave
ayrılmayı başardık we managed to leave
ayrılmayı planla plan to leave
ayrılmayı geciktirmek delay the departure
ayrılmayı unutma remember to leave
tamamen ayrılmayı sürdürmek maintain complete separation
ayrılmayı tercih ederim i would rather leave
ayrılmayı planlamak planning on leaving
ayrılmayı önlemek to prevent separation
ayrılmayı planlıyorum i plan to leave
ayrılmayı denemek to try leaving
ayrılmayı düşünmek thinking about leaving
ayrılmayı planlıyor is planning to leave
ayrılmayı reddetme refusal to leave
ayrılmayı unuttum i forgot leave
ayrılmayı teklif etmek propose to leave
ayrılmayı garanti etmek guarantee the separation
ayrılmayı düşünmüş have considered leaving
ayrılmayı sürdürmek maintaining separation
ayrılmayı tercih et prefer to leave
ayrılmayı düşünmek considering to leave
ayrılmayı düşünüyorum i'm thinking of leaving
okuldan ayrılmayı azaltmak reducing early school leaving
ayrılmayı reddetmek refuse to part with
ayrılmayı tercih ederim i rather leave
ayrılmayı kolaylaştırmak facilitating disengagement
ayrılmayı hayal edemiyorum i cannot imagine leaving
artık ayrılmayı göze alamaz can no longer afford to leave
ayrılmayı düşün consider to leave
ayrılmayı planlıyor plans to leave
ayrılmayı takiben following detachment
kabul ettiler they have agreed
bunu kabul ettiler they agreed that
kabul ettiler they accepted
kabul ettiler they have accepted
kabul ettiler mi did they agree
teklifi kabul ettiler they accepted the offer
kabul ettiler they did agree
bunu kabul ettiler they acknowledged that
kabul ettiler they admitted
katkılarını kabul ettiler recognised their contribution
bağlı olmayı kabul ettiler have agreed to be bound
onlar bile kabul ettiler even they agreed
onu kabul ettiler they accepted him