| halen müzakere edilen anlaşma |
agreement currently under negotiation |
halen müzakere edilen anlaşma terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| arasında müzakere edilen belirli bir anlaşma |
specific agreement negotiated between |
| halen sigara içen |
current smoker |
| halen geçerli |
still valid |
| halen gelişmekte olan |
currently under development |
| halen |
halen |
| halen devam eden projeler |
projects already in progress |
| çabalar halen devam ediyor |
efforts are currently underway |
| evet halen |
yes still |
| 2009-halen |
2009-present |
| halen devam etmekte olan çalışmalar |
studies currently underway |
| halen operasyonda olan prosedürler |
procedures currently in operation |
| halen insan enfeksiyonunun ana yolu olarak kabul edilmektedir. |
presently considered the main route of human infection |
| halen devam etmekte olan soruşturmalar |
investigations currently underway |
| kanun halen geçerli |
law currently stands |
| temyiz başvurusu halen beklemede |
an appeal is currently pending before |
| halen medeni hukuk profesörüdür |
he is currently a professor of civil law |
| dava halen araştırılmaktadır |
the case is still under investigation |
| halen gerçekleştirilen faaliyetler |
the activities currently performed |
| 2010-halen |
2010-currently |
| halen devam etmekte olan projeler |
projects currently underway |
| halen editör olarak görev yapmaktadır. |
he currently serves as editor |
| halen yönetim kurulunda görev yapmaktadır. |
currently serves on the board of directors |
| halen devam etmekte olan faaliyetler |
activities currently ongoing |
| halen tutulan hisse senetleri |
stock currently held |
| müzakere karar müzakere |
negotiating dispute resolution |
| müzakere kullanımı müzakere |
negotiating condom use |
| bir anlaşma müzakere |
negotiate an agreement |
| anlaşma müzakere |
negotiating a deal |
| anlaşma müzakere |
negotiation of agreements |
| anlaşma müzakere |
negotiated a settlement |
| anlaşma müzakere ediliyor |
deal being negotiated |
| anlaşma müzakere |
negotiated a deal |
| bir anlaşma müzakere ediliyor |
an agreement is being negotiated |
| karşılıklı anlaşma müzakere |
negotiation of mutual agreements |
| müzakere edilen sonuç |
negotiated outcome |
| müzakere edilen tedarik |
negotiated procurement |
| müzakere edilen götürü miktarı |
negotiated lump sum |
| müzakere edilen gelişme |
negotiated development |
| müzakere edilen uzlaşma |
negotiated consensus |
| müzakere edilen barış süreci |
negotiated peace process |
| müzakere edilen teklifler |
negotiated proposals |
| müzakere edilen sonuç belgesi |
negotiated outcome document |
| müzakere edilen barış için alan |
space for a negotiated peace |
| ile müzakere edilen protokol |
the protocol negotiated with |
| müzakere edilen eşitlik |
negotiated equity |
| müzakere edilen barış |
a negotiated peace |
| müzakere edilen ücretler |
negotiated wages |
| müzakere edilen çıkarlar |
interests negotiated |
| anlaşma yapmak veya anlaşma yapmak |
make or break deal |
| anlaşma şartı ve anlaşma |
stipulation and agreement of settlement |