vermekten ibaret

vermekten ibaret teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
vermekten ibaret consist of giving

vermekten ibaret terimi için benzer kelimeler ve anlamları
-dan ibaret comprise from
yapmaktan ibaret consist of doing
7. maddeden ibaret chapeau to article 7
denemekten ibaret consist of trying
gitmekten ibaret consist of going
-den ibaret involve from
anlatmaktan ibaret olan which consists in telling
hiçbir şeyden ibaret değil composed of nothing but
bilmekten ibaret consists of knowing
bakmaktan ibaret consist of looking at
gerçeğinden ibaret consist of the fact that
keşfetmekten ibaret consists in exploring
uğraşmaktan ibaret comprise dealing with
-dan ibaret consisted from
hiçbir şeyden ibaret değil consist nothing but
yemekten ibaret consist on eating
vermekten inflicting
almaktansa, vermekten daha kutsanmış give than to receive, it is more blessed to
cevap vermekten mutlu olurum i would be happy to answer
tavsiye vermekten memnuniyet duyuyorum i am pleased to advise
karar vermekten vazgeçmek put off making decisions
cevap vermekten mutlu oluruz we are happy to answer
zarar vermekten daha iyisini yapmak do more good than harm
vermekten kaçınmak avoid giving
izin vermekten kaçın avoid allowing
vermekten kaçınmak avoiding to give
lütfen cevap vermekten çekinmeyin please feel free to respond
vermekten from giving
cevap vermekten mutlu oluruz we would be happy to answer
karar vermekten sorumlu responsible for deciding
cevap vermekten memnunum i am glad to answer
izin vermekten from allowing
hizmet vermekten memnun pleased to serve
cevap vermekten mutlu olacağız we will be happy to answer
size vermekten mutluluk duyuyoruz we are pleased to give you
cevap vermekten mutlu olacak will be happy to respond
cevap vermekten memnuniyet duyarım i will be glad to answer
cevap vermekten mutluluk glad to answer
hizmet vermekten gurur duyuyor is proud to serve
size hizmet vermekten mutluluk duyarız we will be glad to serve you
zarar vermekten kaçının avoid harming
zarar vermekten from causing harm
cevap vermekten çekinmeyin feel free to respond
vermekten kaçın avoid issuing
söz vermekten kaçın avoid making promises
vermekten çok memnunum i am very pleased to give
karar vermekten sorumlu responsible for making decisions
hizmet vermekten mutlu happy to serve
cevap vermekten memnun glad to respond
cevap vermekten kaçınmak evade answering