| insanın tarihinin gerçek tanığı |
the true witness of man's history |
insanın tarihinin gerçek tanığı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| kayıt tarihinin sabitlenmesi |
fixing of record date |
| yürürlük tarihinin yıldönümü |
anniversary of the effective date |
| insanlık tarihinin çoğu için |
for most of human history |
| ödeme tarihinin |
of the payment date |
| insanlık tarihinin süpürülmesi |
sweep of human history |
| kayıt tarihinin düzeltilmesi |
fixing of a record date |
| bu belgenin tarihinin |
of the date of this document |
| yürürlük tarihinin ertelenmesi |
deferral of the effective date |
| yürürlük tarihinin oluşumu |
occurrence of effective date |
| vade tarihinin uzatılması |
extension of the due date |
| insanlık tarihinin kaydı |
record of human history |
| vade tarihinin ertelenmesi |
postponement of the due date |
| son teslim tarihinin çok ötesinde |
far beyond the deadline |
| tarihinin evresi |
phase of its history |
| son başvuru tarihinin |
of the submission deadline |
| tarihinin en büyüğü |
the greatest in its history |
| insanlık tarihinin çoğu |
most of human history |
| insanlık tarihinin başından beri |
since the beginning of the human history |
| son teslim tarihinin çok ötesinde |
way beyond deadline |
| son kullanma tarihinin askıya alınması |
suspension of expiration |
| tarihinin en büyüğü |
biggest in its history |
| tarihinin büyük bölümünde |
during much of its history |
| son kullanma tarihinin günleri |
days of the expiry date |
| insanlık tarihinin şafağında |
at the dawn of human history |
| son kullanma tarihinin uzatılması |
extension of the expiry date |
| son teslim tarihinin bitmesi |
expiry of a deadline |
| son kullanma tarihinin etkileri |
effects of expiry |
| tarihinin kısa bir özeti |
a short summary of the history of |
| insanlık tarihinin yüzü |
face of human history |
| kilise tarihinin |
of church history |
| gerçek bir insanın |
of a natural person |
| görgü tanığı |
eyewitness |
| görgü tanığı hesabı |
eyewitness account |
| kovuşturma tanığı |
prosecution witness |
| görgü tanığı ifadesi |
eyewitness testimony |
| devlet tanığı |
state witness |
| yıldız tanığı |
star witness |
| savunma tanığı |
defense witness |
| görgü tanığı raporu |
eyewitness report |
| personel tanığı |
staff witness |
| savunma tanığı |
defence witness |
| evlilik tanığı |
marriage witness |
| görgü tanığı tanıma |
eyewitness identification |
| tanığı duy |
hear the witness |
| görgü tanığı haber |
eyewitness news |
| göz tanığı |
an eye witness |
| şüpheli, kaçak, maddi bir tanığı tespit etmek veya bulmak, |
to identify or locate a suspect, fugitive, material witness, |
| görgü tanığı delil |
eyewitness evidence |
| tanığı standa çağır |
call the witness to the stand |
| bir görgü tanığı raporu |
an eyewitness report |