yapman şartıyla

yapman şartıyla teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yapman şartıyla provided you can

yapman şartıyla terimi için benzer kelimeler ve anlamları
ödeme yapman şartıyla provided you pay
tek yapman gereken all you have to do
yapman gerektiği gibi as you should
pratik yapman gerekiyor need to practice
ne yapman gerekiyorsa yap do what you gotta do
yapman gereken şey what you should do is
tek yapman gereken sormak all you have to do is ask
pratik yapman için for you to practise
pratik yapman için for you to practice
yapman gerektiğine inanıyorum i believe you should
tek yapman gereken cevap vermek all you have to do is answer
yapman gereken soru question you should
çünkü bunu yapman sana yakışıyor. because it suits you to do so.
tek yapman gereken şey so all you have to do is
senin yemek yapman l your cooking
yatırım yapman gerekiyor need to invest
yapman gerektiğine inanıyorum i believe you must
numara yapman gerek need to pretend
tıpkı senin yapman gereken just as you should
şartıyla on condition that
şartıyla provided that
şartıyla providing that
şartıyla on condition
şartıyla with the proviso that
olması şartıyla provided there is
olması şartıyla provided you have
olmaları şartıyla provided they are
hiçbir şey şartıyla provided that nothing
şirket olması şartıyla provided that the company
olması şartıyla provided that it is
hepsi şartıyla provided that all
üzerinde anlaşmaya varmak şartıyla on terms to be agreed
şartıyla provided you are
olmaları şartıyla provided that they are
şartıyla upon condition that
katılıyorum şartıyla provided you agree
karşılanması şartıyla provided it meets
olması şartıyla provided that there is
şartıyla provided that the term
olması şartıyla provided there are
kaynak belirtilmesi şartıyla provided the source is acknowledged
hükümler şartıyla provided that the provisions
parti şartıyla provided that the party
şartıyla on the proviso that
sözleşme şartıyla provided that the contract
her iki tarafın da katılımı şartıyla provided both parties agree
vermesi şartıyla provided it gives
burada hiçbir şey olmaması şartıyla provided that nothing herein
herhangi bir risk olması şartıyla provided that any risks
uymak şartıyla provided that you comply