| her iki tarafında |
on either side |
her iki tarafında terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| atlantik’in her iki tarafında |
on both sides of the atlantic |
| koridorun her iki tarafında |
on both sides of the aisle |
| okyanusun her iki tarafında |
on both sides of the ocean |
| tartışmanın her iki tarafında |
on both sides of the argument |
| kağıdın her iki tarafında |
on both sides of paper |
| plakanın her iki tarafında |
on both sides of the plate |
| konunun her iki tarafında |
on both sides of the issue |
| ağzın her iki tarafında |
on both sides of the mouth |
| koridorun her iki tarafında |
on either side of the aisle |
| demiryolunun her iki tarafında |
on both sides of the railway |
| uçuşları her iki yönde veya her iki yönde hareket ettirmek; |
operate flights in either or both directions; |
| iki tarafında zararlı çıktığı |
cadmean |
| iki tarafında zararlı çıktığı savaş |
cadmean victory |
| sınırın iki tarafında |
on both sides of the border |
| parkurun iki tarafında |
either side of the track |
| göletin iki tarafında |
on both sides of the pond |
| sınırın iki tarafında |
on either side of the border |
| masanın iki tarafında |
either side of the table |
| sınırın iki tarafında |
either side of the border |
| saatlerin iki tarafında |
on either side of the hours |
| sokağın iki tarafında |
either side of the street |
| atlantik’in iki tarafında |
on the two sides of the atlantic |
| boynun iki tarafında |
on either side of the neck |
| göletin iki tarafında |
either side of the pond |
| sınırın iki tarafında |
on both sides of a border |
| onun iki tarafında |
on either side of him |
| iki tarafında durmak |
standing on either side of |
| çitin diğer tarafında çim her zaman yeşildir |
the grass is always greener on the other side of the fence |
| her tarafında |
all around you |
| yüzünün her tarafında |
all over your face |
| medyanın her tarafında |
all over the media |
| adanın her tarafında |
all around the island |
| ispanya'nın her tarafında |
across the whole of spain |
| yayıcının her tarafında |
all around emitter |
| vücudun her tarafında bulunan lenf düğümleri |
lymph nodes located throughout the body |
| her zaman onların tarafında oldum |
i have always been on their side |
| abd’nin her tarafında. ve kanada |
all across the u.s. and canada |
| antigua'nın atlantik tarafında, her zaman var olan yerde |
is on antigua's atlantic side, where there's an ever-present |
| her kısa tarafında |
each short side of the |
| kampüsün her tarafında |
all over campus |
| okyanusun her tarafında |
all across the ocean |
| alanın her tarafında |
all over the pitch |
| yarımadanın her tarafında |
all around the peninsula |
| vadinin her tarafında |
all over the valley |
| konunun her tarafında |
on all sides of the issue |
| yüzümün her tarafında |
all over my face |
| akdeniz'in her tarafında |
all around the mediterranean |
| her beslemede her iki memeye de |
offer both breasts at each feeding |
| her şey, her yerde, her zaman |
anything, anywhere, anytime |
| her yerde, her yerde, her zaman |
anyplace, anywhere, anytime |