tüm dünyayı kapsayan

tüm dünyayı kapsayan teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
tüm dünyayı kapsayan spanning the whole world

tüm dünyayı kapsayan terimi için benzer kelimeler ve anlamları
dünyayı kapsayan spanning the globe
dünyayı kapsayan globe-spanning
tüm insan haklarını ve tüm temel özgürlükleri kapsayan covering all human rights and all fundamental freedoms
tüm dünyayı dolaş travel all over the world
tüm dünyayı dolaş travel all around the world
tüm dünyayı ele geçir take all over the world
tüm dünyayı gezmek traveling all over the world
tüm dünyayı bir orkestra ile gezmek dileğiyle! wish to travel the whole world with an orchestra!
tüm dünyayı aldı took all over the world
tüm dünyayı gezmek travelling all the world
tüm dünyayı göster demonstrate the entire world
tüm yönleri kapsayan cover all aspects
tüm yönleri kapsayan covering all aspects
tüm işlemleri kapsayan covering all transactions
tüm riskleri kapsayan covering all risks
tüm avrupa'yı kapsayan covering all europe
tüm alanları kapsayan covering all areas
tüm yüzeyleri kapsayan covering all surfaces
tüm eylemi kapsayan covering all the action
tüm üslerimi kapsayan covering all my bases
tüm sektörleri kapsayan covering all the sectors
tüm yönleri kapsayan encompassing all aspects
tüm üsleri kapsayan covering all bases
tüm kapsayan will span the entire
tüm vatandaşları kapsayan covering all citizens
tüm aralığı kapsayan spanning the full range
cenazesinin tüm tanınmasını kapsayan covering all recognition of his villainy
tüm spektrumu kapsayan spanning the entire spectrum
tüm ispanya'yı kapsayan covering all of spain
tüm süreci kapsayan covering the whole process
tüm boyutları kapsayan covering all sizes
tüm işi kapsayan covering the whole business
tüm endüstrileri kapsayan covering all industries
tüm olası alanları kapsayan covering all possible fields of
tüm spektrumu kapsayan covering the whole spectrum
tüm konuları kapsayan covering the full array of topics
tüm türleri kapsayan spanning all genres
tüm konuları kapsayan anlaşma agreement covering all issues
tüm kapsayan encompassed the entire
tüm ülkeyi kapsayan inisiyatif initiative covering the whole country
tüm dönemi kapsayan covering the whole period
tüm konuları kapsayan covering all the topics
tüm kurumları kapsayan covering all institutions
tüm alanı kapsayan covering the whole area
tüm medyayı kapsayan covering all media
tüm adımları kapsayan covered all the steps
tüm proje aşamalarını kapsayan covering all project phases
dünyayı sarsan earth-shattering
aşk dünyayı dolaştırır love makes the world go `round
cenneti ve dünyayı hareket ettir move heaven and earth