ekonomilerini sağlam bir temele sokmak

ekonomilerini sağlam bir temele sokmak teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
ekonomilerini sağlam bir temele sokmak move their economy onto a sound footing

ekonomilerini sağlam bir temele sokmak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
sağlam bir temele dayanmak put on a firm footing
sağlam bir temele sahiptir has a solid basis
sağlam bir temele sahip olmak have a solid basis
sağlam bir temele ihtiyaç duymak need a solid foundation
sağlam bir temele dayalı based on a solid foundation
daha sağlam bir temele koymak to put on a firmer footing
ölçek ekonomilerini gerçekleştirmek realise economies of scale
ölçek ekonomilerini gerçekleştirmek realize economies of scale
ölçek ekonomilerini yönlendirmek drive economies of scale
ölçek ekonomilerini yakalamak capture economies of scale
ekonomilerini restore etmek restore their economies
ölçek ekonomilerini gerçekleştirme realising economies of scale
ekonomilerini kurmak build their economies
ekonomilerini geliştirmek enhance their economies
ekonomilerini geliştirdi improved their economy
ölçek ekonomilerini tanımlamak identify economies of scale
ölçek ekonomilerini iyileştirmek improve economies of scale
ölçek ekonomilerini maksimize etmek maximizing economies of scale
ölçek ekonomilerini en üst düzeye çıkarmak maximize the economies of scale
ölçek ekonomilerini yansıtan which reflects scale economies
ölçek ekonomilerini önlemek prevent economies of scale
ölçek ekonomilerini takip etmek pursue economies of scale
ekonomilerini temel almak base their economies
ekonomilerini büyütmek grow their economies
herhangi bir beyan veya temele dayanarak in reliance on any statement or representation
makul bir temele sahip olmak have a reasonable basis
iyi bir temele sahip olmak have a good basis
resmi bir temele dayanmak put on a formal footing
herhangi bir temele sahip olmak have any basis
biyolojik bir temele sahip olmak have a biological basis
bir temele dayanmak basing an estimate on
derin bir temele sahip olmak have a profound
güvenilir bir temele dayanmadan without a reliable factual basis
gerçek bir temele sahip değil is without a factual basis
bir temele dayanıyor rests on a foundation
önemli bir kurulu temele sahip olmak have a significant installed base
güçlü bir temele sahip olmak have a strong basis in
iyi bir temele sahip olmak have a good basis for
dışlama için bir temele dayanan itiraz objection based on a ground for exclusion
inanmak için makul bir temele sahip olmak have a reasonable basis to believe
belirlenmiş bir yasal temele dayanarak based on a designated legal basis
makul bir temele sahip has a reasonable basis
temele dönüş back to basics
temele dönüş back-to-basics
aynı temele dayanmak stand on the same footing
temele geri dönüş yaklaşımı back-to-basics approach
eşit temele koymak put on an equal footing
temele dayanmak rest on a foundation
aynı temele dayanmak put on the same footing
temele hizmet etmek serve the basis