have a reasonable basis

have a reasonable basis teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
have a reasonable basis makul bir temele sahip olmak

have a reasonable basis terimi için benzer kelimeler ve anlamları
have a reasonable basis to believe inanmak için makul bir temele sahip olmak
at reasonable times and in reasonable places makul zamanlarda ve makul yerlerde
reasonable basis makul temel
on a reasonable basis makul olarak
on a fair and reasonable basis adil ve makul bir temelde
on a reasonable efforts basis makul çabalar temelinde
a reasonable basis makul bir temel
reasonable basis to believe inanmak için makul bir temel
a reasonable basis for our opinion görüşümüz için makul bir temel
reasonable basis for our opinion görüşümüz için makul bir temel
provide a reasonable basis makul bir temel sağlamak
provides a reasonable basis for our opinion görüşümüz için makul bir temel sağlar
reasonable basis for için makul bir temel
our audit provides a reasonable basis for our opinion denetimimiz görüşümüz için makul bir temel sağlar
provides a reasonable basis makul bir temel sağlar
we believe that our audit provides a reasonable basis denetimimizin makul bir temel oluşturduğuna inanıyoruz
provide a reasonable basis for our opinion. görüşümüz için makul bir temel sağlamak.
on a commercially reasonable basis ticari olarak makul bir temelde
commercially reasonable efforts basis ticari olarak makul çabanın temeli
reasonable commercial basis makul ticari temel
we believe that our audit provide a reasonable basis for our denetimimizin makul bir temel oluşturduğuna inanıyoruz.
i believe that my audit provides a reasonable basis for the denetimimin makul bir temel oluşturduğuna inanıyorum.
we believe that our audits provide a reasonable basis denetimlerimizin makul bir temel sağladığına inanıyoruz
on the basis of reasonable grounds makul gerekçelerle
on a reasonable efforts basis only sadece makul çabalar temelinde
a reasonable basis to believe inanmak için makul bir temel
reasonable efforts basis makul çaba temeli
form a reasonable basis makul bir temel oluşturmak
reasonable basis to believe that crimes bu suçlara inanmak için makul bir dayanak
on a commercially reasonable efforts basis ticari olarak makul çabalar temelinde
on reasonable basis makul olarak
our audits provide a reasonable basis for our opinion denetimlerimiz görüşümüz için makul bir temel sağlar
reasonable basis for belief inanç için makul bir temel
has a reasonable basis makul bir temele sahip
provides a reasonable basis to believe inanmak için makul bir temel sağlar
economically reasonable basis without these limitations bu sınırlamalar olmadan ekonomik olarak makul temel
have a reasonable expectation makul bir beklentiye sahip olmak
all reasonable precautions have been taken tüm makul önlemler alınmış
have reasonable cause makul sebep olmak
have reasonable chance of makul şansa sahip olmak
reasonable efforts have been made makul gayretler sarf edilmiştir
they have reasonable grounds makul gerekçeleri var
have reasonable doubt makul şüphe etmek
have a reasonable price makul bir fiyata sahip olmak
reasonable steps have been taken makul adımlar atıldı
we have reasonable cause makul bir nedenimiz var
the understanding a reasonable person would have had, makul bir insanın sahip olacağı anlayışı,
despite reasonable precautions that we have taken aldığımız makul önlemlere rağmen
have a reasonable opportunity makul bir fırsata sahip olmak
have taken reasonable steps makul adımlar atmış