tesis etmeyi içerir

tesis etmeyi içerir teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
tesis etmeyi içerir includes establishing

tesis etmeyi içerir terimi için benzer kelimeler ve anlamları
tesis etmeyi amaçlar aims at establishing
tesis etmeyi amaçlayan aiming at establishing
elde etmeyi içerir involves obtaining
temin etmeyi içerir involves ensuring
teşvik etmeyi içerir involves to promote
delil elde etmeyi içerir involves obtaining evidence
proje hareket etmeyi içerir the project involves moving
iş seyahat etmeyi içerir work involves travelling
avantaj elde etmeyi içerir involves taking advantage
bu takip etmeyi içerir this includes pursuing
tesis içi ve tesis içi transfer inter and intra-plant transfer
içerir ve içerir incorporates and includes
umut etmeyi bırakmak give up hope
elde etmeyi başarmak managed to get
böylelikle takip etmeyi kabul etti it is hereby agreed as follows
kabul etmeyi kabul et agree to accept
seyahat etmeyi seviyorum i love travelling
seyahat etmeyi seviyorum i like travelling
seyahat etmeyi seviyorum i love to travel
kabul etmeyi reddetmek refuse to accept
elde etmeyi amaçlar aims to achieve
hareket etmeyi reddetmek refusal to act
kabul etmeyi kabul eder agrees to accept
ben dans etmeyi seviyorum i love to dance
teşvik etmeyi amaçlar aims to promote
yardım etmeyi amaçlar aims to help
ben dans etmeyi severim i like dancing
elde etmeyi sağlar allows to obtain
yardım etmeyi dene try to help
seyahat etmeyi seviyorum i love traveling
şikayet etmeyi bırak stop complaining
dans etmeyi severim i like to dance
seyahat etmeyi seviyorum i like traveling
ziyaret etmeyi planlıyorum i plan to visit
elde etmeyi başarmak succeed in getting
kabul etmeyi reddet decline to accept
kabul etmeyi reddetme refusal to accept
kabul etmeyi reddetti refused to accept
takip etmeyi kabul et agree to follow
teşvik etmeyi amaçlar aims to encourage
ziyaret etmeyi çok isterim i would love to visit
teslim etmeyi amaçlar aims to deliver
hareket etmeyi kes stop moving
elde etmeyi başardım succeeded in getting
sohbet etmeyi seviyorsun you like to chat
tazmin etmeyi ve zararsız tutmayı kabul eder agrees to indemnify and hold harmless
istihdam etmeyi reddetmek refusal to employ
söz etmeyi hak et deserve mention
seyahat etmeyi sevmek love to travel
dans etmeyi seviyorum love dancing