bozulmadan önce

bozulmadan önce teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bozulmadan önce before impairments

bozulmadan önce terimi için benzer kelimeler ve anlamları
bozulmadan önce before it goes bad
bozulmadan kalır remains intact
bozulmadan without impairing
bozulmadan bırakmak leave intact
bozulmadan kalacaktır will remain intact
ormansızlaşma ve bozulmadan kaynaklanan emisyonları azaltmak reducing emissions from deforestation and degradation
bozulmadan kaldı remained intact
bozulmadan without being impaired
bozulmadan without spoiling
bozulmadan kalır stays intact
bozulmadan bırakmak leaving intact
bozulmadan kaldı remained undisturbed
ormansızlaşma ve bozulmadan kaynaklanan emisyonların azaltılması reduced emissions from deforestation and degradation
bozulmadan hayatta kalmak survive intact
bozulmadan from spoiling
bozulmadan korumak preserve intact
bozulmadan kaldı were left intact
büyük ölçüde bozulmadan kalır remains largely intact
bozulmadan kalır would remain intact
bozulmadan resim distortion-free picture
bilinç bozulmadan consciousness intact
bozulmadan tutar keeps intact
kimyasal bozulmadan from chemical degradation
bozulmadan korur protects from deterioration
veri bozulmadan kalır data remains intact
önemli ölçüde bozulmadan without substantially impairing
bozulmadan kaçınmak avoid corrupting
bozulmadan yiyecek food from spoiling
yiyecekleri bozulmadan korumak protect food from spoiling
bozulmadan from disruption to
bozulmadan kalır it remains intact
bozulmadan etkilemek corruptly influence
vade tarihinden önce veya önce on or before the due date
her şeyden önce seni sonsuza dek seveceğim, ilk önce sizsiniz. above all love you forever primarily on the world's first is you.
parçaları takmadan veya çıkarmadan önce ve temizlemeden önce before putting on or taking off parts, and before cleaning
bir süre önce a while back
her şeyden önce above all
önce ago
birinin vaktinden önce ahead of one's time
oyundan önce ahead of the game
vaktinden önce ahead of time
öğleden önce ante meridiem
önce gelmek antedate
milattan önce b/c
milattan önce bc
her şeyden önce be-all and end-all
her şeyden önce ve sonuçtan be-all and end-all, the
yatmadan önce okunan hikaye bedtime story
önce before
şimdiden önce before the present