force entering in accordance

force entering in accordance teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
force entering in accordance uygun giren kuvvet

force entering in accordance terimi için benzer kelimeler ve anlamları
entering into force yürürlüğe girme
date of entering into force yürürlüğe girme tarihi
in accordance with the legislation in force yürürlükteki mevzuata uygun olarak
in accordance with the regulations in force yürürlükteki düzenlemelere uygun olarak
in force in accordance uyarınca yürürlükte
in accordance with the laws in force yürürlükteki yasalara uygun olarak
in accordance with the rules in force yürürlükteki kurallara uygun olarak
accordance with procedures in force yürürlükteki prosedürlere uygun
coming into force or the continuance in force yürürlüğe girme veya yürürlükte kalma
majestic heights of meeting physical force with soul force. fiziksel güçle ruh gücü ile buluşmanın görkemli yükseklikleri.
breaking and entering kırıp girmek
re-entering angle yeniden girme açısı
upon entering girdikten sonra
by entering girerek
entering into this agreement bu anlaşmaya girmek
entering setup kuruluma girme
on entering girişte
entering power-save mode güç tasarrufu moduna girme
before entering girmeden önce
from entering girmekten
entering data veri giriliyor
entering into a contract sözleşmeye girmek
entering into an agreement bir anlaşmaya girmek
when entering girerken
for entering girmek için
entering new markets yeni pazarlara girmek
in entering girerken
entering the market pazara girmek
entering into contract sözleşmeye girmek
entering into agreements anlaşmalara girmek
entering class sınıfa girmek
data entering veri girişi
entering into a partnership ortaklığa girmek
entering an agreement bir anlaşma girmek
while entering girerken
entering information bilgi girme
entering a contract bir sözleşmeye girmek
is entering giriyor
at entering girerken
entering into a relationship ilişki içine girmek
after entering girdikten sonra
are entering giriyorlar
prior to entering girmeden önce
entering university üniversiteye girmek
entering a plea ricada bulunmak
entering the workforce işgücüne girmek
entering judgment yargıya girmek
entering the mainstream ana akıma girme
you are entering giriyorsun
entering power save güç tasarrufuna girme