country of habitual residence

country of habitual residence teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
country of habitual residence alışılmış ikamet ülkesi

country of habitual residence terimi için benzer kelimeler ve anlamları

habitual residence mutat mesken
habitual place of residence alışılmış ikametgah
habitual residence condition alışılmış ikamet şartı
former habitual residence eski alışılmış ikametgâh
place of habitual residence alışılmış ikametgah yeri
the habitual residence of the defendant davalının alışılmış ikametgahı
factual habitual residence gerçek alışılmış ikametgahı
of habitual residence alışılmış ikametgahın
in your country of residence or any other relevant country ikamet ettiğiniz ülkede veya başka bir ilgili ülkede
country of residence ikamet edilen ülke
country residence ülke ikametgahı
residence country ikamet ettiği ülke
current country of residence mevcut ikamet ülkesi
country of current residence geçerli ikamet ülkesi
your country of residence ikamet ettiğiniz ülke
country of tax residence vergi dairesi ülkesi
in country of residence ikamet ettiği ülkede
mandatory rights in your country of residence ikamet ettiğiniz ülkede zorunlu haklar
country of permanent residence devamlı ikamet ülkesi
take up residence in another country başka bir ülkede ikamet almak
country of normal residence normal ikamet ülkesi
depending upon your country of residence ikamet ettiğiniz ülkeye bağlı olarak
outside country of residence ikamet ettiği ülke dışında
please select your country of residence lütfen ikamet ettiğiniz ülkeyi seçiniz
to transfer their residence to the country ikametlerini ülkeye devretmek
your country of birth or residence doğum veya ikamet ettiğiniz ülkeniz
select your country of residence ikamet ettiğiniz ülkeyi seçin
country of ordinary residence normal ikamet ülkesi
habitual alışılmış
habitual abortion alışılmış kürtaj
habitual offender alışılmış suçlu
habitual abode alışılmış mesken
as habitual alışkanlık olarak
habitual patterns alışılmış kalıplar
habitual traffic offender alışılmış trafik suçlusu
an habitual alışkanlık
habitual behaviour alışılmış davranış
habitual activities alışılmış faaliyetler
habitual lying alışılmış yalan
habitual user alışılmış kullanıcı
habitual action alışkanlığa bağlı davranış
habitual contact alışılmış iletişim
habitual tardiness alışılmış gecikme
no es habitual alışkanlık yok
habitual dwelling alışılmış konut
habitual snoring alışılmış horlama
habitual ways alışılmış yollar
habitual traffic offender status alışılmış trafik suçlu statüsü
habitual profanity alışkanlık küfür
habitual language alışılmış dil