| yalnız veya kombinasyon halinde |
either alone or in combination |
yalnız veya kombinasyon halinde terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| tek başına veya kombinasyon halinde |
alone or in combination |
| tek başına veya kombinasyon halinde |
singly or in combination |
| ayrı ayrı veya kombinasyon halinde |
separately or in combination |
| tek tek veya kombinasyon halinde |
individually or in combination |
| veya kombinasyon halinde |
or in combination |
| tekil olarak veya kombinasyon halinde |
singularly or in combination |
| münhasıran veya kombinasyon halinde |
either exclusively or in combination |
| tek tek veya kombinasyon halinde |
either individually or in combination |
| tek veya kombinasyon halinde |
single or in combination |
| tek başına veya kombinasyon halinde verilebilir |
may be given alone or in combination |
| yalnız veya takım halinde çalışmak |
work alone or in a team |
| kombinasyon halinde |
in combination |
| kombinasyon halinde kullanılır |
used in combination |
| birbirleriyle kombinasyon halinde |
in combination with each other |
| kombinasyon halinde alınmış |
taken in combination |
| kombinasyon halinde hareket etmek |
acting in combination |
| kombinasyon halinde |
combination case |
| kombinasyon halinde çalışmak |
working in combination |
| sadece kombinasyon halinde |
only in combination |
| kombinasyon halinde uygulanır |
applied in combination |
| kombinasyon halinde düşünülmüş |
considered in combination |
| kombinasyon halinde ortaya çıkar |
occur in combination |
| kombinasyon halinde kullanmak |
to use in combination |
| kombinasyon halinde uygulayın |
apply in combination |
| tek başına ve kombinasyon halinde |
singly and in combination |
| sıklıkla kombinasyon halinde kullanılır |
often used in combination |
| birbirleriyle kombinasyon halinde kullanılır |
used in combination with one another |
| kombinasyon halinde sunulur |
offered in combination |
| kombinasyon halinde görüldü |
seen in combination |
| ile kombinasyon halinde |
in combinations with |
| kombinasyon halinde insülin |
insulin in combination |
| kombinasyon halinde birlikte |
together in combinations |
| hangi kombinasyon halinde |
which in combination |
| çiftler halinde yalnız |
alone in pairs |
| yalnız ve yalnız |
alone and lonely |
| yalnız yalnız yürüyorum |
i walk alone alone |
| yalnız yalnız |
sad lonely |
| yalnız yalnız |
alone alone |
| tek veya kombinasyon |
single or combination |
| veya bir kombinasyon |
or a combination |
| uygulanamaz veya çatışma halinde |
unenforceable or in conflict |
| seri halinde veya paralel olarak |
in series or in parallel |
| ihlal halinde veya varsayılan olarak |
in breach or default |
| tam veya taksitler halinde |
in full or in instalments |
| kaza halinde veya kendinizi iyi hissetmiyorsanız |
in case of accident or if you feel unwell |
| emeklilikte veya diğer hakların ödenmesi halinde |
on retirement or when other benefits become due |
| diskten hareketli videoyu izleyebiliyorsanız veya av konumundan park halinde |
if watch moving video from disc or av in source but parking |
| birlikte veya rekabet halinde |
together, or in competition |
| nakit olarak veya taksitler halinde |
in cash or installments |
| küçük veya büyük gruplar halinde |
in small or large groups |