| kombinasyon halinde hareket etmek |
acting in combination |
kombinasyon halinde hareket etmek terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| kombinasyon halinde |
in combination |
| kombinasyon halinde kullanılır |
used in combination |
| tek başına veya kombinasyon halinde |
alone or in combination |
| tek başına veya kombinasyon halinde |
singly or in combination |
| ayrı ayrı veya kombinasyon halinde |
separately or in combination |
| yalnız veya kombinasyon halinde |
either alone or in combination |
| birbirleriyle kombinasyon halinde |
in combination with each other |
| tek tek veya kombinasyon halinde |
individually or in combination |
| kombinasyon halinde alınmış |
taken in combination |
| kombinasyon halinde |
combination case |
| kombinasyon halinde çalışmak |
working in combination |
| sadece kombinasyon halinde |
only in combination |
| veya kombinasyon halinde |
or in combination |
| kombinasyon halinde uygulanır |
applied in combination |
| kombinasyon halinde düşünülmüş |
considered in combination |
| tekil olarak veya kombinasyon halinde |
singularly or in combination |
| kombinasyon halinde ortaya çıkar |
occur in combination |
| kombinasyon halinde kullanmak |
to use in combination |
| kombinasyon halinde uygulayın |
apply in combination |
| münhasıran veya kombinasyon halinde |
either exclusively or in combination |
| tek başına ve kombinasyon halinde |
singly and in combination |
| sıklıkla kombinasyon halinde kullanılır |
often used in combination |
| birbirleriyle kombinasyon halinde kullanılır |
used in combination with one another |
| tek tek veya kombinasyon halinde |
either individually or in combination |
| kombinasyon halinde sunulur |
offered in combination |
| kombinasyon halinde görüldü |
seen in combination |
| ile kombinasyon halinde |
in combinations with |
| kombinasyon halinde insülin |
insulin in combination |
| kombinasyon halinde birlikte |
together in combinations |
| hangi kombinasyon halinde |
which in combination |
| tek veya kombinasyon halinde |
single or in combination |
| tek başına veya kombinasyon halinde verilebilir |
may be given alone or in combination |
| ihtilaf halinde hareket etmek |
acting in conflict |
| hareket etmek ya da hareket etmekten kaçınmak |
to act or refrain from acting |
| hareket etmek ya da hareket etmekten kaçınmak |
acting, or refraining to act |
| hareket halinde |
in the act |
| hareket halinde |
on the move |
| hareket halinde |
in motion |
| hareket halinde |
upon motion |
| hareket halinde |
on motion of |
| hareket halinde |
are on the move |
| hareket halinde |
is on the move |
| gençlik hareket halinde |
youth on the move |
| hareket halinde kal |
keep on the move |
| hareket halinde |
in movement |
| her zaman hareket halinde |
always on the move |
| hareket halinde kalmak |
stay on the move |
| hareket halinde kalmak |
stay an action |
| şiir hareket halinde |
poetry in motion |
| hareket halinde erişim |
on-the-go access |